“Doğurmak meme kanserinden koruyor”
Östrojenle ne kadar süre temas ediyorsak, meme kanserine de yakalanma riskimiz o kadar artıyor diyen Doç. Dr. Özer İlkgül, Emzirme ve gebelik döneminde östrojenle olan ilişkiye ara verildiği için dengeler değişiyor. Bu yüzden emzirmek ve gebelik dönemi sizi meme kanserinden koruyor” dedi.
Dünyada ve Türkiye’de meme kanserinin ilk sırada olduğuna dikkat çeken meme kanseri cerrahisi ile özel olarak ilgilenen, Genel Cerrahi Uzmanı ve Başhekimi Doçent Doktor Özer İlkgül, “Östrojenle ne kadar süre temas ediyorsak meme kanserine yakalanma riskimiz de o kadar artıyor. Gebelik ve emzirme döneminde östrojenle ara verilmiş oluyor. Gebeyken emziriyorken dengeler değişmiş oluyor. Örnek verecek olursak; dokuz ay gebe kaldınız, üzerine de bir iki yıl emzirdiniz. Bu süre zarfında ki bu yaklaşık iki, iki buçuk yıl eder. İki buçuk yıl ciddi anlamda meme kanserinden korunmuş oluyorsunuz. Emzirmek ve doğurmak bu bağlamda sizi meme kanserinden koruyor” sözleriyle gebelik ve emzirmenin çok önemli olduğunu vurguladı.
Emzirmek kanserden koruyor
Östrojenle ne kadar süre temas ediyorsak meme kanserine yakalanma riskimiz de o kadar artıyor diyen Doç Dr. Özer İlkgül, “Gebelik ve emzirme döneminde östrojenle ara verilmiş oluyor. Gebeyken emziriyorken dengeler değişmiş oluyor. Örnek verecek olursak; gebe kaldınız dokuz ay boyunca. Üzerine de bir iki yıl emzirdiniz. Yaklaşık iki, iki buçuk yıl sizi ciddi anlamda meme kanserinden koruyor. Bu yüzden gebelik ve emzirmek önemlidir. O yüzden bizim klavuzlarımızda şu vardır. Gebelik, emzirmek meme için koruyucudur. Tabi riski sıfırlamaz ama sizin östrojenle olan ilişkinizi azaltır. Düşünün iki defa gebe kaldınız ve emzirdiniz. Beş yıl bir kadın için iyi bir süre. O yüzden bunu hep telkin ediyoruz, öneriyoruz. Doğurmak ve emzirmek iyidir. Peki tersi olduğunda ne oluyor? Riskiniz artıyor mu? Çok da değil. Birçok kişi çalışan kadınlar, bırakın emzirmeyi çocuk yapmak istemiyorlar, evlenmek istemiyorlar. Ama onlarda gösterilmiş çok artan bir risk yok. Ama diğerleri; doğuranlar ve emzirenler biraz daha az maruz kaldığı için daha koruyucu oluyor. Riskler biraz daha azalıyor” dedi.
Meme kanserinde ailesel öykü
Ailesel sebeplerden dolayı, meme kanserine erken yaşta yakalanan kadınların olduğuna dikkat çeken Doktor Özer İlkgül, “Ailesinde meme kanseri olan kadınlar, birinci derece akrabalar; teyze, kuzen gibi. Burada kanser öyküsü varsa bu kadınlarda da meme kanseri riski artıyor ve görülüyor. Risk yaşı daha da aşağı yani kırk yaşın altına düşüyor. Otuzlu yirmili yaşlarda meme kanseri görülmeye başlıyor. Tabi ki bunların kriterleri var. Tabi ki herkes risk altında değil. Bir kadının meme kanseri olma riski yüzde sekiz ondur. Annenizde varsa yüzde on sekiz oldu. Anne ve teyzede varsa yirmi beş oldu. Riskler belli oranda artıyor. Siz ister istemez bu riski taşımış oluyorsunuz. O zaman bu gruplarda ne yapıyoruz? Meme taramalarını otuzlu yaşlarda başlatıyoruz. İşte bu grupta risk daha fazla ve erken yaşta meme kanseri olabilme durumu söz konusu. Bu yüzden bu bilinci, farkındalığı otuzlu yirmili yaşlara taşımak gerekiyor” sözleriyle ailesinde meme kanseri olan kişilerin risk grubu altında olduğunu belirtti.
Meme kanseri sayısında artış
Meme kanserinin arttığını ve meme kanserine yakalanma yaşının düşmesinin nedenleri olduğuna değinen Dr. İlkgül, “Birincisi kadın olmak. Elbette erkeklerde de görülüyor. Ama kadınlar risk grubu altında. Şehirde yaşamak. Stresli yaşam. Uzun yaşam beklentisi. Doğurmak istememek. Geç doğurmak. Emzirmemek. Ya da insanlar artık çocuk sahibi olmak istemiyor. Birçok anlamda artmasında ki nedenler bu. Genel olarak baktığımızda, yaşam döngüsü boyunca bir kişinin çok fazla östrojene maruz kalması. Östrojenle olan ilişkimiz ilk adetimizle başlıyor. 13 yaşlarında. 45 yaşına kadar devam ediyor. Östrajenle olan ilişkimizi arttıran sebepler var. Dışardan horman ilaçları kullanmak. Sigara ve alkol almak. Ya da obezite. Bunlar direkt ya da indirekt olarak sizin östrojenle olan ilişkinizi arttırıyor. Süresini uzatıyor. Bütün bunlar risklerimizi arttırıyor. Doğal olarak meme kanseri de artıyor” dedi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Kalsiyum, çinko, demir, magnezyum... Bazı mineral takviyelerini asla bir arada kullanmayın! Bağırsak, tiroid ve kemiklere etkisini duyunca şoke olacaksınız
BİLİMSEL OLARAK KANITLANDI! Ömrünüze ömür katacak 5 alışkanlık... Prof. Dr. Osman Müftüoğlu yazdı
Araştırma: Kahve içenlerin vücudunda 8 kat fazla var
Sindirimi düzenliyor, kemikleri güçlendiriyor! Balkabağını bu besinlerle tüketirseniz etkisi katlanıyor!
Soğuk havalar kalp sağlığını tehdit ediyor