Diyabet hastalarında gözlere dikkat
Göz hastalıkları ve cerrahisi uzmanı Op. Dr. Bekir Koç, diyabetin göz üzerine etkileri, tanı ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Diyabet gözü etkileyen en önemli sistemik hastalık olduğunu söyleyen Dr. Koç yapılan araştırmalarda her yıl dünyada 25 bin insan diyabet nedeniyle görme yetisini kaybettiğini söyledi.
Diyabet tüm dünyada önlenebilir körlüğün en önemli nedenidir. Yani zamanında tanı ve tedavi ile diyabete görme kaybı önlenebilir. Yüksek ve kontrolsüz kan şekeri gözün retina damarlarına hasar vererek kanama ve ödeme neden olabilir. Gözün görme merkezinde kanama ve ödem olmadığı sürece görme etkilenmeyeceğinden hastalarda herhangi bir şikâyet oluşmayabilir. Yani görme kaybı oluştuğunda diyabete bağlı göz hastalığı çok ileri seviyeye gelmiş olabilmektedir. Bu nedenden dolayı diyabeti olan herkesin hiçbir şikâyeti olmasa bile diyabet tanısı konulduğu andan itibaren en az yılda bir kere göz muayenesi olması gerekmektedir.
Diyabetik retinopati tanısı nasıl konulur, hangi tanı yöntemleri kullanılır?
Diyabeti olan her hastaya mutlaka damlalı göz muayenesi yapılması gerektiğini söyleyen Dr. Koç, damlasız yapılan göz muayenelerinde henüz erken aşamadaki kanamaların gözden kaçabileceğini söyledi. Diyabetli hastada gözde kanama olması durumunda ya da makula ödeminden şüphelendiğinde FFA yani göz anjiografisi ve OCT yani retina tomografisi çekilmektedir. Göz anjiografisi ayaktan uygulanan bir tanı yöntemidir. Koldan açılan damar yolundan özel bir ilaç verilir ve sonrasında 3 dakika boyunca anjiografi cihazı ile retinanın filmleri çekilir. Bu sayesinde gözün retina damarları incelenir gözle görülmeyen kanama ve ödem ortaya çıkar. OCT yani retina tomografisi ise hiçbir ilaç verilmeden OCT cihazı ile retina katmanları incelenir. Özellikle makula ödeminin tespiti ve tedavinin etkinliğini değerlendirilmesinde kullanılır.
Diyabetik retinopati tedavisi nasıl yapılır?
Erken dönemlerde herhangi bir göz tedavisi uygulanmadan sadece kan şekeri düzenlenmesi ve takip yeterli olabilir. Yoğun göz kanaması olan hastalarda lazer yapılması gerekmektedir. Lazer tedavisi kanamaların ilerlemesini ve görme kaybı oluşma riskini azaltmaktadır. Lazer tedavisi yatış gerektirmeyen ayaktan yapılan bir işlemdir. Kanamanın şiddetine göre her göze 3-4 seans lazer uygulamak gerekebilir. Her seans ortalama 10 dakika sürer ve işlemin sonrası hasta evine gidebilir. Çok ileri kanamalarda veya ödem oluşması durumunda göz içi enjeksiyonlar yapılmaktadır. Bu enjeksiyonlar sayesinde görme düzeltmekte ve kalıcı görme kaybının önüne geçilmektedir. Göz içi enjeksiyonlar ameliyathane koşullarında göz uyuşturularak yapılır. Hasta aynı gün evine gidebilir. Tedavi yapılmayan ileri vakalarda göz içini dolduran kanama, göz içinde oluşan band ve traksiyon ve bunlara bağlı retinal yırtık ve retina dekolmanı gelişebilir, bu tür durumlarda ise vitrektomi ameliyatı gerekmektedir.
Diyabete bağlı görme kaybını önlemek için düzenli göz muayenesi dışında mutlaka kan şekeri düzenlenmesi yapılmalıdır. Göz ile ilgili tedavilerin uygulanmasına rağmen düzensiz kan şekeri hastalığın ilerlemesine neden olabilir. Bu nedenden dolayı diyabeti olan herkesin hiçbir şikâyeti olmasa bile diyabet tanısı konulduğu andan itibaren en az yılda bir kere göz muayenesi olması gerekmektedir.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Zatürrede en yaygın görülen belirtiler! 7 adımda korunmak mümkün
Bağış yapmaktan korkmayın: Türkiye’de 35 bin insan organ bekliyor
Araştırma: Kalıcı kimyasallara maruz kalmak bağırsak ve böbrek rahatsızlıklarını tetikleyebiliyor
Yaşam umudunun adı organ bağışı! Kimler bağış yapabilir?
İlk ara tatil başlıyor... Uzmanlardan ‘ekran süresi ’ uyarısı