Diş ağrısı deyip geçmeyin!
Ağız ve diş sağlığı bütün vücut için önemlidir. Bakımsız ağız ve dişler sağlık sorunlarına sebep olabileceği gibi aynı zamanda yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Diş Hekimi Deniz İnce konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Diş ağrısının ardında birçok farklı neden olabilir. Diş ağrısı hem ağız ve diş sağlığı ile ilgili sorunların erken habercisi olabilir hem de kişinin yaşam kalitesini belirgin ölçüde düşürerek ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Her yaş grubunda görülebilen diş ağrısı “nasılsa geçer” diye düşünülen bir durumdur. Ancak diş ağrısı dikkate alınmalıdır, bunun temel nedeni ağız ve diş sağlığı ile ilgili sorunların öncül belirtileri arasında yer alabilmesidir. Dişlerdeki çürükler, bakteriyel enfeksiyonlar, dişte kırık ya da çatlak oluşumu, diş eti enfeksiyonu veya kronikleşen diş sıkma sorunu nedeniyle diş ağrısı yaşanabilir. Nedeni doğrultusunda diş ağrısı yaşam kalitesini düşüren, kişinin günlük yaşam gerekliliklerini yerine getirmesine engel olabilen bir sorundur. Kendiliğinden geçmesinin beklenmesi doğru bir yaklaşım değildir. Ağrının şiddetlenmesi uyumayı imkânsız hale getirebilir, rutinleri bozabilir.
Diş Sağlığı ve Ruh Sağlığı Bağlantılı
Ağız ve diş sağlığını genel fizyolojik ve psikolojik sağlıktan ayırmak mümkün değil. Kronikleşen diş ağrısı, şişen ve apse oluşumu gözlemlenen diş etleri, ağız kokusu, dişlerin renginde ve yapısında meydana gelen bozulmalar kişinin öz güven kaybı yaşamasına, sosyal yaşamdan soyutlanmasına ve ruh sağlığı üzerinde negatif etki oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle psikolojik sağlığın da diş sağlığı üzerinde etkisi vardır.
Ağız ve Diş Sağlığı Derin Etkilere Sahip
Ağız ve diş sağlığının yalnızca beslenme ile ilişkili olmadığını belirten Diş Hekimi Deniz İnce: “Ağız ve diş sağlığımız iletişim sürecinde de davranışlarımızı şekillendiriyor. Sararmış, yapısal olarak çarpık dişler, çürümüş ya da eksik dişler, birçok farklı nedenle karşımıza çıkabilen ağız kokusu gibi durumlar sosyalleşmekten kaçınmaya yol açabiliyor. Ağız ve diş bakımının aksatılmasıyla yaşanabilecek durumlar kadar yapısal diş bozukluklarının da estetik kaygıları tetikleyebildiğini biliyoruz. Nitekim gülüş estetiği tedavilerine son yıllarda gerek ülkemizden gerekse yurt dışından birçok talep geliyor. Gülüş estetiği tedavilerini uyguladığımız İstanbul Kadıköy merkezli kliniğimizde diş beyazlatma, pembe estetik, implant, ortodontik tedavi gibi prosedürler sıklıkla gerçekleştiriliyor. Gülüş estetiği dahilinde estetik kaygılara odaklandığımız doğru ancak bu tedavi fonksiyonel nitelik de taşıyor. Örneğin diş eksikliği nedeniyle besinleri ideal şekilde çiğneyemeyen, konuşma sırasında sesleri tam çıkaramayan ve aynı zamanda gülmekten çekinen bir hastada gülüş estetiği dahilinde implant tedavisi uygulamamız gerekebiliyor. Bazı hastalarımızda ise yalnızca diş beyazlatma tedavileri ile efektif sonuçlar alabiliyoruz. Hastaya özel planladığımız tüm tedavilerle hem fiziksel hem de psikolojik sağlığa katkı sunmayı hedefliyoruz.” dedi.
Ağız ve Diş Sağlığı Psikolojik Sorunların Sonucu Olabilir
Ağız ve diş sağlığındaki sorunların ruh sağlığa etkileri bulunuyor ancak bu durumun tam tersinin yaşanmasının damümkün olduğunu belirten Diş Hekimi Deniz İnce: “Psikolojik anlamda zorlu zamanlardan geçildiğinde kişisel bakım süreçlerinin ihmal edilme eğiliminde olduğu biliniyor. Ağız ve diş sağlığı için de ne yazık ki aynı söylem geçerli. Düzenli bakım süreçlerinin ihmal edilmesi de tek etki değil. Yoğun stres ve anksiyete yaşayan hastalarda diş gıcırdatma olarak da bilinen bruksizm ile sıklıkla karşılaşıyoruz. Diş minesinin aşınmasına yol açan, dişlerde çatlak oluşumuna ek olarak diş ağrısı, boyun ve çene ağrısı gibi belirtilere neden olan diş gıcırdatma orta ve uzun vadede kişinin yaşam kalitesini ve sağlığını etkileyebiliyor. Kişiye özel şeffaf plaklarla bu sorunun yol açabileceği etkileri minimize etmemiz mümkün. Bu nedenle hastaların yaşadıkları belirtileri önemsemeleri ve diş hekimlerine başvurmaları önem taşıyor.” diyerek sözlerini sonlandırdı.