“Online yerine yüz yüze görüşmeler tercih edilmeli”
Telefonda ve ya sosyal medyada görüşmek yerine yüz yüze görüşmelerin tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Arzu Hamurcu, “Öncelikle sosyal medya için ya da bu noktada kötü hissedilen ilk anda tetikleyen şeyin ne olduğunu bulmak gerekiyor, tıpkı bağımlılıkta çalıştığımız gibi. Çünkü bağımlılık için de şunu çok iyi biliyoruz ki bağımlılık aslında bir bağ kurma problemidir. O yüzden eğer bağ kurmada sıkıntı yaşandığında akıllı telefonları elimize alınıyorsa, bağımlılık yolunda hızla ilerleniyor demektir. Tetikleyen şey bulunduğunda ve orada kişiyi rahatsız eden şeye yöneldiğinde telefonu biraz kenara bırakıp kendine dönebilir. Yine online buluşmalar yerine yüz yüze buluşmalar tercih edilebilir, fiziksel aktiviteler tercih edilebilir. Aynı şehirde olan arkadaşlarla telefonda konuşmak yerine yüz yüze görüşmeler tercih edilebilir. Zamanın yettiği ölçüde oturulup kaliteli muhabbetler edilebilir. Telefonlar bir kenara koyulup sadece sohbet edilebilir. Çünkü artık bunun ne kadar çok azaldığını fark ediyoruz. Bunun da insanların psikolojisi üzerinde çok farklı bir boyuta evrildiğini görüyoruz” dedi.
“Gerçek benlik yerine ideal benlik tercih ediliyor”
Hamurcu, sosyal medyada kişilerin gerçek benliğinden uzaklaşarak ideal benlikleri gibi davrandıklarını söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:“Artık ne yazık ki hiç kimse online muhabbetlerde aldıkları zevki yüz yüze muhabbette alamadıklarını söylüyor. Bunun sebebini çok açık bir şekilde söyleyebiliriz ki sanal gerçeklikte kurdukları ideal benlikten kaynaklanıyor aslında. Yani sanal gerçeklikte ideal bir benlik kuruyoruz. Nasıl olmak istiyorsak, nasıl görünmek istiyorsak, ne istiyorsak gerçek benliğimizden çok uzakta. Sosyal medyanın asıl bağımlılığa yönlendiren noktası da burası. İdeal benliğimizi kendi benliğimiz sanıyoruz ve ideal benlik peşinde koşarken, gerçekten ne hissettiğimizi ve ne istediğimizi unutuyoruz. Gerçekte kimiz ve ne yapıyoruz, ne yapmak istiyoruz? Çünkü sosyal medya uygulamasını kapattığımız anda huzursuz hissediyoruz. Sosyal medyadan çıktığımız ya da oradaki insanları gördüğümüz anda huzursuz hissediyoruz. Çünkü gerçek benlik ve ideal benlik arasındaki fark ne kadar büyürse bizim için patolojiler ortaya o kadar fazla çıkar. O yüzden biz bunu genel olarak şöyle toparlayabiliriz; mümkün olduğunca dijital medya çağında olduğumuz için sosyal medya hesaplarını belki silemeyiz ama uygulamaları silebiliriz, bildirimleri kapatabiliriz. Mümkün olduğunca minimum seviyede iletişimi sağlayabiliriz.