D vitamini kaynağı olan yağlı deniz ürünleri, balık, tavuk, yumurta ve süt tüketsek bile bu gıdaların hiçbiri vücudumuzun ihtiyaç duyduğu miktarda D vitamini almamızı sağlayamıyor. Yeterli miktarda D vitamini almamızın en iyi yolu ise yıl boyu düzenli bir şekilde derimizi güneşle buluşturmak. Ayrıca güneşlenerek vücudumuzda doğal olarak ürettiğimiz D vitamini, kullanılan kapsül, şurup ya da damla takviyelerinden çok daha etkili.
İŞİN SIRRI ULTRAVİYOLE B IŞINLARINDA GİZLİ
Vücudumuzun D vitamini sentezi yapabilmesiyle ilgili en kafa karıştırıcı konu, güneşin hangi ışınlarından yararlanılması ve hangi saatlerde güneşe çıkılması gerektiğiyle ilgilidir. Çoğu kişi bilinçsizce güneşe çıkar ve bundan da hiçbir fayda görmez. Üstelik bu durum çoğu zaman güneş yanıkları ya da cilt lekelenmesiyle sonuçlanır. Güneşin zararlı ışınlarının yanı sıra vücudumuzun D vitamini sentezi yapmasını sağlayan faydalı ışınları da vardır. Ultraviyole A, bizim için ne kadar zararlı ise ultraviyole B de D vitamini açısından bizlere yarar sağlar. Çünkü ultraviyole B, D vitamini salgısını da artıran en önemli kaynaktır. Ancak D vitaminini artırmak için öncelikle belirli saatlerde güneşe çıkmamız gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Çünkü ultraviyole B ışınları, cildimize 50 derece ve 90 derece açıyla geldiği zaman derimiz D vitamini sentezleyebiliyor. Bizler bu açıyı gün içinde ortalama 11.00 ile 14.00 saatleri arasında yakalayabiliyoruz. Bu saatler dışında yaptığınız her güneşlenme aktivitesi, zararlı UVA ışınlarına maruz kalmanızla sonuçlanıyor.