Çölyak hastalığı diyet ile tedavi edilebilir mi?
Gastroenteroloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Salih Boğa, çölyak hastalığının diyetle tedavisini anlattı.
Çölyak hastalığı, bağışıklık sisteminin glutene tepki vermesini içeren bir durumdur. Gluten buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan bir grup proteinin genel adıdır.
Çölyak hastalığı otoimmün bir hastalıktır. Çölyak hastalığı olan bir kişi gluten içeren yiyecek yediğinde, bağışıklık sistemi gluten tarafından tetiklenerek kişinin kendi ince bağırsaklarına saldırır ve zarar verir. Zamanla, bağırsakta villus adı verilen besinleri emen parmak benzeri çıkıntılar hasar görür ve genel emilimi sınırlar. Bu, bir dizi sağlık sorununa yol açabilir. Çölyak hastalığı herkeste gelişebilir. Beyaz insanlarda ve kadınlarda daha sık görülür. Çölyak hastalığı olan bir ebeveyni veya kardeşi olan bir kişinin de geliştirme şansı 10'da 1'dir.
Çölyak hastalığı olan bir kişide, glutene maruz kalmak bağırsakta iltihaplanmaya neden olur. Tekrarlanan maruz kalma, ince bağırsağa yavaş yavaş zarar verir ve bu da besinlerden mineralleri ve vitaminleri emmede sorunlara yol açabilir. Çölyak hastalığına dünya çapında yaklaşık 100 kişiden 1'inde rastlanmaktadır. Hastalığın tanısı gastroenteroloji hekimince yapılacak endoskopide doğru yerlerden alınan ince bağırsak biyopsileri ve özel kan tetkikleri konulmaktadır.
Çölyak hastalığı olan birinin semptomlardan kaçınmasının tek yolu gluteni diyetlerinden uzak tutmaktır.
Belirtileri nelerdir?
Çölyak hastalığının semptomları hafif ya da şiddetli olabilir. Aynı kişide zamanla değişebildiği gibi kişiden kişiye de farklılık gösterebilmektedir. Bazı insanların hiçbir semptomu yoktur veya bunları tanı konulduğu andan çok daha sonra yaşarlar. Bir kişi, besin eksikliği veya anemi gelişene kadar çölyak hastalığı olduğunu bilemeyebilir.
Çölyak hastalığı olan çocukların yetişkinlerden daha fazla sindirim semptomları geliştirmesi daha olasıdır. Bu semptomlar karın ağrısı, şişkinlik, gaz, uzun süreli ishal veya kabızlık, mide bulantısı, kusma, kötü kokulu soluk ve yağlı dışkıyı içerir.
Çölyak hastalığının sindirimle ilgili olmayan belirtileri ise kilo kaybı, yorgunluk, depresyon veya anksiyete, eklem ağrısı, ağız yaraları, dermatitis herpetiformis adı verilen bir deri döküntüsü, bacaklarda ve ayaklarda karıncalanmaya neden olabilen periferik nöropati adı verilen sinir hasarını içerebilir.
Çölyak hastalığı olan kişilerde, bağırsaktaki hasar yavaş yavaş B12, D ve K vitaminleri gibi besin öğelerinin emilimini sınırladığı için besin eksiklikleri gelişebilir. Aynı nedenle, çölyak hastalığı olan bir kişide demir eksikliği anemisi de gelişebilir. Yetersiz beslenmenin ötesinde, çölyak hastalığı ayrıca bağırsaklarda hasara ve diğer organlarda dolaylı olarak daha hafif hasarlara neden olabilir.
Semptomlardaki değişiklikler; yaş, ince bağırsaktaki hasarın şiddeti, tüketilen gluten miktarı ve gluten tüketiminin başladığı yaş gibi faktörlere bağlı olabilir. Kişinin ne kadar süre emzirildiği de önemlidir, çünkü semptomlar daha uzun süre emzirilenlerde daha sonra ortaya çıkma eğilimindedir. Ameliyat, hamilelik, enfeksiyonlar veya şiddetli stres gibi sağlık sorunları bazen çölyak hastalığı semptomlarını tetikleyerek aşikar hale gelmelerini sağlayabilir.
Çocuklardaki belirtileri nelerdir?
Çölyak hastalığı bir çocuğun vücudunun besinleri emmesini sınırladığında veya engellediğinde, bebeklerde gelişme geriliği, gecikmiş büyüme ve kısa boy, kilo kaybı, hasarlı diş minesi, sabırsızlık veya sıkıntı dahil olmak üzere ruh hali değişiklikleri, geç başlangıçlı ergenlik de dahil olmak üzere gelişim veya büyüme sorunlarına yol açabilir.
Bu çocuklarda glutensiz bir diyete erken geçmek bu sorunları önleyebilir. Bağırsak hasarı, gluteni diyetten çıkardıktan sonraki haftalar içinde iyileşmeye başlar. Zaman geçtikçe, çocuklardaki şikayetler ve bulgular kendiliğinden düzelir ve hayatlarının ilerleyen zamanlarına kadar çölyak hastalığı semptomlarından uzak kalabilirler.
Nasıl beslenilmelidir?
Çölyak hastalığı olan çoğu insan için glutensiz bir diyete geçmek semptomları büyük ölçüde iyileştirir ve kişide günler veya haftalar içinde iyileşme görebilir. Gluten buğday, çavdar ve arpada doğal olarak bulunur. Çoğu tahıl ve makarnanın yanı sıra birçok işlenmiş gıda da gluten içerir. Biralar ve diğer tahıl bazlı alkollü içecekler de gluten içerebilir. Paketli ürünlerde etiketleri kontrol etmek çok önemlidir çünkü gluten bazı beklenmedik ürünlerin bir bileşeni olabilir.
Gluten içermeyen yiyecekler; et ve balık, meyve ve sebzeler, pirinç, amaranth, kinoa ve karabuğday dahil bazı tahıllar, mısır unu, pirinç unu, mısır, darı, sorgum ve teff gibi tahıllar, "glutensiz" etiketli makarna, ekmek, unlu mamuller ve diğer ürünlerdir.
Gluten içeren başlıca yiyecekler ise; konserve çorbalar, salata sosları, ketçap, hardal, soya sosu, baharatlar, dondurma, şeker çubukları, işlenmiş ve konserve etler ve sosislerdir.
Gluten içeren gıdalar lif, demir ve kalsiyum gibi önemli vitamin ve mineral kaynakları olabilir. Besin eksikliklerine yol açabileceğinden, bu yiyecekleri ortadan kaldırmadan önce bir sağlık uzmanına danışılması önerilmektedir.
Çoğu insan, gluteni diyetlerinden çıkarmanın semptomlarını büyük ölçüde iyileştirdiğini fark eder. İlaçlar ve vitamin, mineral takviyeleri semptomları azaltabilmektedir ancak bağırsağı iyileştirmez, bu nedenle glutensiz bir diyet her şeyden çok önemlidir. Çölyak hastalığı olan kişiler, eksiklikleri önlemek veya gidermek için vitamin ve mineral takviyeleri almaktan da yararlansa da hasardan kurtulmak normal bir bağırsağın yerini hiçbir tedavi tutmaz.
Zararları nelerdir?
Çölyak hastalığı olan bir kişide, glutene tekrar tekrar maruz kalmak bağırsaklara zarar verir, anemi, saç kaybı, osteoporoz ve ince bağırsak ülserlerine neden olabilir.
Bu sebeple, çölyak hastalığı tanısını endoskopik ince bağırsak biyopsileri ve bazı özel kan tetkikleri ile alan kişilerin glütensiz beslenmeleri; kişiyi tamamen iyileştiren tek tedavi yöntemidir. Glutensiz beslenme kişinin çölyak hastalığı tanısı olmasa dahi yaşayacağı kalitede ve sürede ömür yaşamasını sağlamaktadır.