Bazı yiyecek türlerinin tadı, kokusu veya görünümüne karşı yoğun bir duyarlılık olabilirler ya da yalnızca belirli bir sıcaklıkta yiyecekleri yiyebilirler. Bu durum duyusal temelli kaçınmaya neden olabilmektedir.Boğulma ya da kusma gibi yemek yerken yaşanan olumsuz deneyimler, yemekten kaçınma duygusunu oluşturmuş olabilir. Bunun sonucunda yemek yeme konusunda korku ve endişe duygularının gelişmesine ve devamında kaçınma davranışına yol açabilir.Yemekten kaçınma veya kısıtlamanın arkasında birden fazla nedenin olabileceği unutulmamalıdır.Tıkınırcasına yeme bozukluğu: Obeziteye sebep olabilecek bir yeme bozukluğudur. Bu bozukluğu yaşayan çocuklarda olduğundan fazla veya hızlı yemek yeme eğilimi gözlemlenebilir. Bu çocuklar, bedenleri hiçbir açlık hissetmediği halde yemeye devam ederler.Ruminasyon bozukluğu (Geri Çıkarma): Gıdaların tüketildikten sonra yemek borusundan geri gelerek tekrar ağızda çiğnenerek yutulması olarak tanımlanır. Genellikle ek gıdaya geçiş döneminde görülebilmektedir.Ruminasyon bozukluğu mide ile ilgili sorunların oluşmasına, susuzluğa ya da gelişim geriliklerine neden olabilir.
Yeme Bozukluğunda Ebeveynlerin Tutumları Önemli!
Yeme bozukluklarında sağlığı tehdit edici zararları durdurmak; duygusal donanımı güçlendirmek, kiloyu dengelemek ve yeme davranışlarını düzenlemek öncelikli konular arasında yer alır.Bulimiya nevroza: Tıkanırcasına yeme bozukluğuna benzer şekilde çocuklarda ortaya çıkan bulimiya nevroza sorununda ise çocuklar yiyebileceğinden fazla besini tüketir. Besin tüketimi sonrası kilo almaktan sakınmak için kendi kendini kusturma, ergenliğe yakın dönemde ishal yapıcı ve idrar söktürücü ya da diğer ilaçları bilinçsizce kullanma, neredeyse hiç yememe ya da aşırı spor yapma gibi yineleyen davranışlarda bulunur.Anoreksiya nevroza: Yetişkinlerde de çok sık görülen anoreksiya nevroza, çocuklarda da kilo almaktan ya da şişmanlamaktan korkma düşüncesiyle ortaya çıkar. Belirgin bir biçimde düşük vücut ağırlığında olmasına rağmen çocuklar kilo almayı güçleştiren beslenme davranışları gelişebilir. Vücudun ihtiyaç duyduğu miktardaki enerji alımını kısıtlama tutumunun derecesi, yaş ve cinsiyet ile gelişimsel durumu bağlı olarak değişir.Bu sorun nedeniyle belirgin bir biçimde ortaya çıkan düşük vücut ağırlığı zamanla önemli bir sağlık sorunu haline gelir. Burada çocuğun vücut ağırlığını ya da biçimini nasıl algılandığıyla ilgili bir bozukluk söz konusudur. Çocuk kendini değerlendirirken vücut ağırlığı ve biçimine yersiz bir önem yükler ya da o sıradaki düşük vücut ağırlığının ciddiyetini hiçbir zaman kavrayamaz.