Aileler ekranı elinden aldığında ağlayan, hatta şiddet göstermeye başlayan çocuğuna nasıl davranmalı?
Ben ekranları evde mutfakta kullanılan bıçaklara benzetiyorum. Bu bıçaklarla sebze, meyve doğrayıp yemek yapmak da mümkün, kendimize zarar vermek de. Diyelim çocuğumuz bıçağı eline aldı ve biz kendine zarar vermesinden endişe ediyoruz, ne yaparız?Bir şekilde bıçağı onun elinden alırız. "Ama hocam vermiyor, elinden alınca ağlıyor, kendine vermem için çok ısrar ediyor" gibi cümleler anlamsız kalır. Biz amasına bakmadan zarar ihtimalini görünce sonucu ne olursa olsun bıçağı alırız. Ekranın faydaları var ama iki türlü zararı da var. İlki gelişimsel zarar. Belli bir kullanım süresinden sonra çocuğun fiziksel, sosyal, zihinsel ve duygusal gelişimine zarar verir. En faydalı içerik bile süre aşımı zarar getirir.Ekranın ikinci zararı içerik zararıdır. İçinde barındırdığı korku, şiddet, cinsellik, olumsuz örnek gibi durumlar da çocuğu kötü etkiler. Bir ebeveyn çocuğunun zarar gördüğünü düşündüğü anda, gelişimsel ya da içerik zararı fark etmez, kararlı bir şekilde ekranı çocuğun elinden almalıdır. Bıçağı alır gibi. Zihnimize bıçak metaforunu yerleştirirsek konu daha kolay çözülebilir.Çocuğa ekran kullanım süresi bitmeye yaklaştığında önce "Son 5 dakikan kaldı", sonra da "1 dakikan kaldı" diyerek hatırlatmak geçmek ekranı bırakmayı kolaylaştırır. O bir dakika dolduğunda pazarlık yapmadan ekranı almak ya da kapatmak gerekir. Bunu çocuk kendi yapmazsa ebeveyn yapabilir. Bu esnada gerilim çıkabilir ama bıçak aldığımız gibi almak ve kararlı olmak gerekir. Şiddetle, bağırarak, acındırmakla ekran sınırı esneten çocuk hiçbir zaman sınır almaz.Sınır koyarken çatışmayı ve ilişkilerimizin geçici olarak kötü olmasını göze almamız gerekir. Bu çatışmayı çocuğumuzun faydası için yaparız ve buradan gerilim çıkması ters bir şeyler olduğu anlamına gelmez. Kararlı bir şekilde 1-2 hafta ekran zamanında alındığında çocuk çatışmaktan vazgeçer ve durumu kabullenir. Burada temel sorun ebeveynlerin kararlı olmaması bence. Bıçak metaforu hep aklımızda olsun.
DEPREMZEDE ÇOCUKLAR İÇİN KODLAMA SINIFI
'Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek' projesini başladığı andan itibaren takip ediyorum. Anadolu'da sayısız çocuk, okullarına açılan kodlama sınıfları ile teknolojiyi anında yakalamayı başardı. Ülkemizde 10 ilimizi etkileyen Hatay depreminden sonra Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği kolları sıvadı ve bu bölgedeki çocuklar için de kodlama sınıfları açmaya başladı. Proje kapsamında ilk konteyner teknoloji sınıfı Adıyaman'da açıldı. Konteyner sınıfta 7-14 yaş arası çocuklar için müzik ve masal atölyeleri, kodlama eğitimleri ve çeşitli sosyal etkinlikler düzenlenecek; oyun terapisiyle psikososyal destek sağlanacak. Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel bunun devamının geleceğini de söyledi. Adıyaman'ın ardından Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya'da da konteyner teknoloji sınıfları kurulacak. Toplam 100 bin çocuğa ulaşılması hedeflenen projede bir gezici eğitim çadırı da afetten etkilenen 11 ildeki köy, çadır kent ve konteyner kentleri ziyaret ederek çocuklar için eğitim ve etkinlikler düzenleyecek.