Çalışan kalpte Bypass'ın 10 yararı
Çalışan kalpte bypass, kalbi durdurmadan ve hastayı kalp-akciğer pompasına bağlamadan gerçekleştiriliyor. İşlem sırasında, koroner bypass ameliyatı tamamlanana kadar, kalp damarları içinde kan akımının devam etmesini sağlayan yöntemlerle kalbin yapısının korunması sağlanıyor. Bu yöntemin başarısı için ise uygun hasta seçimi oldukça önemli bir kriter. Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Muzaffer Bahçivan, çalışan kalbe bypass hakkında bilgi verdi.
Çalışan kalbi bypass ameliyatı sırasında özel yöntemler kullanılmakta ve sadece üzerinde çalışılacak kalp bölgesinin hareketleri azaltılmaktadır. Bu sırada kalp, hem vücuda hem de kendisine kan pompalamaya ve yaşam için gerekli fonksiyonu oluşturmaya devam etmektedir.
Kalp- akciğer pompasının kullanıldığı ve geçici olarak kalbin durdurularak devre dışı bırakıldığı “açık kalp ameliyatları” günümüzde güvenle uygulanmakta ve hastaların bazı olası risklere maruziyetleri, alınan önlemler ile en aza indirilmektedir. Çalışan kalbe bypass işlemiyle de
bilinç bozuklukları, davranış değişiklikleri, böbrek yetersizliği, karaciğer enzimlerinin yükselmesi, mide ve bağırsak hareketlerinin azalması gibi riskler minimum düzeye çekilmektedir.
Tıkalı kalp damarını açmak artık çok kolay
Uygun hasta seçimi önemli
Çalışan kalpte bypass işlemi;
Kalp kasılma fonksiyonları ileri derecede azalmış, kalpak ciğer pompasını tolere edemeyecek hastalarda,
Daha önceden felç veya geçici iskemik atak (mini-felç) geçirmiş kişilerde,
İleri derecede böbrek yetersizliği olanlarda,
Kronik akciğer hastalığı bulunanlarda,
Tedavi olan veya tedavi edilmiş kansere yakalanmış hastalarda,
70 yaş ve üstü hastalarda uygulandığında, hasta için yararlı ve başarılı sonuçlar sağlamaktadır.
Hastaya konforuna özel
Çalışan kalpte bypass uygulaması cerrahi sırasında ve sonrasında hastaya konforlu şöyle bir iyileşme süreci de sağlanıyor:
Kalp fonksiyonlarının daha iyi korunmasını sağlar.
Özellikle riskli hastalarda ameliyat başarısını artırır.
Hastanede kalış süresini azaltır.
Yoğun bakımda kalış ve solunum cihazına bağlı kalma süresini azaltır.
Hastanın ameliyat sonrası iyileşme süresini kısaltır.
Ameliyat sonrası halsizlik ve iştahsızlık gibi şikayetleri azaltır.
Akciğer, böbrek ve karaciğer yetmezliklerinin görülme ihtimalini en aza indirir.
Bazı davranış bozuklukları ve felç şeklinde ortaya çıkan beyin hasarı risklerini azaltır.
Kalbin kan ihtiyacını en aza indirir.
Göğüs kesilerindeki, enfeksiyon risklerinin azalmasını sağlar.