Maalesef BPA ile erken tanışma, birçok sağlık riskini de beraberinde getiriyor. Çocukluk çağı astımı ve nöroendokrin sistem bozukluğu; büyüme geriliği ve erken doğum, bu risklerden sadece birkaçı. Dört bir yanımızı plastiğe boğmanın bedelini anne karnındaki bebeklere ödettiğimizi apaçık bir biçimde ortaya koyan bu çalışma, BPA yerine kullanıma sokulan türevlerinin de kanımıza işlediğini gösteriyor. Zira söz konusu çalışmada, incelenen kordon kanlarının yüzde 93’ünde de BPF saptanmış. BPF, Bisfenol A’nın endokrin bozucu bir kimyasal olduğunun anlaşılıp birçok ülkede yasaklanmasıyla piyasaya sürülen bir bileşik. Yani BPA’nın ikamesi. Tabii henüz BPF ile ilgili çalışmalar yeni olduğundan herhangi bir kısıtlama yok. “BPA free”, “BPA içermez” etiketiyle satılan birçok üründe, aslında BPA’nın türevleri olan BPS ve BPF kullanılıyor. Biz de daha sağlıklı diye bu ürünleri satın alıyoruz. Ve ne acıdır ki deneysel çalışmalar, BPS ve BPF’nin daha düşük düzeylerinin bile BPA’dan daha fazla tiroit sistemine zarar verdiğini gösteriyor.