Son yıllarda beslenme düzeninin akıl sağlığında önemli bir etken olduğu ve sağlıklı bir beslenme şeklinin pek çok akıl hastalığına iyi gelebileceği vurgulanmıştı. Yeni bir araştırma, özel bir beslenme düzenin stresi azalttığını ortaya koydu.Stresle başa çıkmanın yolları arasında egzersiz yapmak, hobilere yoğunlaşmak ve meditasyon yapmak gösteriliyor. Ancak yapılan bir araştırmaya göre yediğimiz besinlerin türü stresle başa çıkmamızda büyük bir rol oynuyor. NTV'de yer alan habere göre, İrlanda'daki Cork Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, 4 hafta süren bir diyetin stresi giderdiğine dair güçlü kanıtlara ulaştı. Üniversitenin İnovasyon ve Araştırma Merkezi'nin yöneticisi John Cryan, The Conversation'da konuyla ilgili yeni araştırmanın sonuçlarını aktardı. Son yapılan çalışmalar, 4 hafta boyunca tüketilen fermente gıdalar ve lifli yiyeceklerin stres seviyesini azalttığını gösterdi. En çok bilinen fermente gıdalar arasında kefir ve turşu bulunurken lifli gıdalar arasında elma ve muz, tam tahıllı ekmekler, brokoli, mısır, karnabahar, havuç, bezelye, kuru fasulye ve nohut gibi baklagiller yer alıyor. 18 ila 59 yaşında 45 kişinin katıldığı araştırmada bireyler iki gruba ayrıldı. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu gruba 4 hafta boyunca iki farklı diyet listesi verildi. İlk gruba sağlıklı yiyeceklerden oluşan bir liste verilirken, ikinci grup daha iyi bir akıl sağlığıyla özdeşleştirilen psikobiyotik gıdalarla beslendi. Bu gruba günde 6-8 porsiyon lif içeriği yüksek meyve ve sebze ve günde 5-8 porsiyon tahıl tüketmesi önerildi. Ayrıca 2-3 porsiyon fermente gıda da gündelik beslenme düzenlerine dahil edildi. Psikobiyotik diyeti uygulayanlar, diğer gruba kıyasla daha az stresli hissettiklerini bildirdi. Ayrıca, önerilen beslenme düzenine bağlı kaldıkça stres faktörünün daha çok ortadan kalktığı belirtildi. Psikobiyotik diyeti uygulayanların daha da iyi uyku çektiği görüldü. 4 haftalık araştırmanın sonucu olarak, belirli beslenme düzenlerinin stres seviyesini etkilediği ortaya kondu. Pandemi nedeniyle küçük bir grupla yapılan araştırmanın, daha kalabalık bir grupla daha uzun bir zamanda yapılması durumunda daha etkili sonuçlara ulaşılacağı belirtildi.