Bu vitamin ve minerallerin eksikliği kemik erimesine yol açıyor!
Ekim ayı, son yıllarda daha yüksek bilinçle kutlanan Dünya Osteoporoz Farkındalık Ayı. Osteoporoz, kemik erimesi anlamında geliyor. Kemik sağlığı farkındalık ayı olarak da nitelendirileceğimiz bu ayda biz de kemik sağlığı konusuna eğildik. Peyniri, yoğurdu çok seven bir ülke olmamız, bol kalsiyum almamız bizi gerçekten koruyor mu? Daha doğrusu, vücudumuza sandığımız kadar kalsiyum giriyor mu, aldığımız kalsiyumu kemiklere taşıyan vitaminler yönünden kuvvetli miyiz? Belki de yediklerimiz bize "yaramıyor"...
Kemik yoğunluğumuz hakkında neler biliyoruz? Basit sakarlıklar veya gençlikte çok da umurumuzda olmayan beslenme hataları bize gelecekte ne gibi sorunlar getiriyor, hiç düşündünüz mü?
Dünya Osteoporoz Farkındalık Ayı için 21 Ekim'de gerçekleştirilen ve Eczacı Ayşen Dincer ile Beslenme ve Diyet Uzmanı Selahattin Dönmez'in katıldığı osteoporoz başlıklı toplantıda, osteoporozun kemik erimesinin ya da yaşlılığın getirisi bir sağlık probleminden çok daha ötesi olduğu açıklandı. Pek çok istatistik ile karşılaştığımız toplantıda, kemik erimesinin sadece bir yaşlanma sorunu olmadığı ifade edildi.
Osteoporoz dünya çapında 200 milyondan fazla kişiyi etkiliyor. Yapılan araştırmalara göre her 3 kadından 1’inde, her 5 erkekten 1’inde kemik kırığı riski bulunuyor. Kemik kırıkları ağrı, işlev ve hareket kaybına sebep olurken özellikle kalça kırığı yaşayan kişilerin %25’i ilk 6 ila 12 ay içerisinde ölüm riski taşıyor. Bu anlamda kemik sağlığı her yaşta büyük önem taşıyor.
Dramatik tablo sadece yaşlandığımızda değil, annelik sürecinde başlıyor...Yaşayan bir doku olan ve doğru beslenmeyle güçlendirilebilen kemiklerin, yapımının en çok arttığı dönemler ergenlik dönemi. Bu dönemde kemik yapımı ile beslenme ile desteklenirse, çok daha sağlıklı kemiklere sahip oluyoruz.
Kadınlarda gebelik, emzirme ve menopoz dönemi
Erkeklerde çoğunlukla ileri yaşlar
Osteoporoz belirti verir mi?
Çoğu zaman kendini belli etmeyen osteoporoz, ağrı yapmayan bir sorun olduğundan çoğunlukla sessiz hırsız olarak adlandırılıyor.
Örnek vermek gerekirse, kimi zaman kişide gerçekleşen omurga kırıkları tesadüfen çekilen filmlerde görülüyor. Bunun için her yaşta kemik sağlığını korumak, osteoporozu ortaya çıkmadan önlemek gerekiyor.
Türkiye Beslenme Rehberi’ne göre çocuk, ergenlik, hamilelik ve emzirme süreci ve menopoz sonrası kadınların günde 4 porsiyon; yetişkin ve yaşlı bireylerin günde 3 porsiyon düzenli olarak süt ürünü tüketmesi öneriliyor. Ancak toplumun yüzde 74'ü kalsiyum alımı için olmazsa olmazlardan biri olan yeterli süt ürünü tüketmiyor...
1 porsiyon süt ürünü ne kadar?
1 porsiyon süt ürünü almak için aşağıdakilerden birini tüketmeniz gerekiyor. Beslenme rehberine göre bu porsiyon kadınlarda ve ergenlik dönemi dahil olmak üzere çocuklarda 4, yetişkinlerde ve yaşlılarda 3 porsiyon şeklinde olmalı. Buna göre günlük beslenmenize, aralarından 4 veya 3 porsiyon seçmeniz gerekiyor. .
1 su bardağı süt
1,5 su bardağı ayran
1 su bardağı kefir
1 kase yoğurt
2 dilim peynir
Türkiye'de ergenlik dönemindeki gençlerin yüzde 74’ü, yetişkinlerin ise yüzde 75’i süt ve süt ürünlerini önerilenin altında tüketiyor. Peki bu ne demek?
Ergenlik döneminde kalsiyumu yetersiz alan kişilerin erişkin dönemde osteoporoz görülme riski artıyor.
Menopoz döneminde östrojen azalmasına bağlı olarak yıkım çok hızlanıyor.
Kemiklerinize yaraması için sadece kalsiyum almak yetmiyor...
Kemik kaybını yavaşlatmak ve osteoporoz riskini azalmak için günde önerilen porsiyonları tüketmek yetmiyor. Aynı zamanda vücudunuzdaki vitamin ve minerallerin de sağlıklı düzeyde olması gerekiyor. Çünkü, bu kalsiyumun kemiklere taşınması gerekiyor ve ne yazık ki bu taşımadan sorumlu en önemli vitaminlerden biri, Türkiye'de eksikliği çok görülen D vitamini ve magnezyum minerali! Eskilerin tabiriyle, "yediklerinizin yaramasından" diğer vitamin ve mineraller de sorumlu.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Selahattin Dönmez'in açıklamalarından yola çıkarak, bu konuyu şu şekilde maddeleyebiliriz:
Kemiğin ana yapısı kalsiyum.
D vitamini kalsiyumun normal yolla emilip kemiklere taşınmasında büyük rol oynuyor.
D vitamini eksikliğinde kemik kırıkları ortaya çıkıyor.
Magnezyum da kemik sağlığı için çok önemli.
Magnezyum alımı kemik yoğunluğunu arttırmaya yardımcı olurken, eksikliği osteoporoz gelişimine katkıda bulunuyor.
Kalsiyum kasları kasarken magnezyum kasların gevşemesini sağlıyor.
Alınan kalsiyumun kemiklere taşınabilmesi ve kas sisteminin de desteklenebilmesi için kalsiyum ve kofaktörleri de içeren bir beslenmenin benimsenmesi gerekiyor.
Kofaktörler adı geçince biraz kafamız karışabilir. Bunu şu şekilde açıklayalım: Beslenmemizin kalsiyum yönünden zengin olması gerekiyor, evet ancak kalsiyum dışında bu kalsiyumu vücut tarafından emilimini artırmamız gerekiyor. Bunlar da metal iyonları ve genellikle vitamin adı ile bildiğimiz koenzimler aracılığı ile gerçekleşiyor. Başta da belirttiğimiz gibi, yediklerimizin yaramasını sağlayanlar bu kofaktörler.
Dönmez'in açıklamalarına göre, dinamik bir doku olan kemik sürekli yıkılıp yapılıyor, kendi kendisini yeniliyor. Ömrümüz boyunca fark etmeden pek çok küçük kırığımız olabiliyor. Ancak doğru kalsiyum, magnezyum ve D vitamini takviyesi alırsak ve dengeli beslenirsek kemik mineral yoğunluğumuzu artırabiliyoruz.
Türkiye yaşlanıyor!
Yapılan araştırmalara göre Türkiye'deki insanların yüzde 25'inde kemik erimesi var. Bu, toplumun dörtte biri anlamına geliyor. Üstelik ülkemiz yaşlanmaya devam ediyor. Bu da kemik erimesine karşı çocuk yaşlardan itibaren yeterli farkındalık kazanamazsak, yüzde 25'lik oranlarda yükselme riskine işaret ediyor.
Bu haber ilginizi çekebilir: Kemik erimesinin faturasını Türkiye ödüyor!
Kemik sağlığına zarar veren diğer etkenler:
Kemik ve eklemleri güçlendirici egzersizler yapmamak.
Sadece fazla kilo değil, ideal kilonun altında olmamak da kemik sağlığına zararlı. Beden kitle endeksi 20’nin altında olduğunda kemik yoğunluğunda azalmalar görülüyor.
Sigara kullanmak (Kemik mineral yoğunluğunu azaltıyor)
Düşük kalorili diyetler
Hızlı kilo vermek (Mineral yoğunluğumuzun azalmasına yol açıyor)
İyi uyumamak. Uyku kemiklerin yoğunluğun korunması ve arttırılmasında fayda sağlıyor.
Eczacı Ayşen Dincer, sağlıklı yaş almak için kemik sağlığı alanında farkındalığımızı artırmamız gerektiğini belirtiyor ve devam ediyor:
Ergenlik dönemindeki çocuklarımızın kalsiyum alımlarını mutlaka takviyelerle desteklemeli ve 30 yaşın üzerindeysek kemik yoğunluğumuzu ölçtürmeliyiz. Osteoporoz riskini azaltmak için yaşam tarzımızı düzenlemeli, kemik dostu beslenmeli, güneşlenmeye ve fiziksel aktiviteye önem vermeli ve günlük öğünlerimizi mutlaka kalsiyum yönünden desteklemeliyiz.