Uzm. Güre, “Bu yönüyle de yaralanmalara daha açıktır. Omuzu meydana getiren 3 tane kemik mevcuttur. Kol kemiği dediğimiz humerus, köprücük kemiği dediğimiz klavikula ve kürek kemiği dediğimiz skapula ve bunları bir arada tutan bağlar ile kas ve tendonlardan oluşur. Omuzda kalp, karaciğer patolojileri ya da akciğer tümörleri gibi diğer organlardan yansıyan ağrı çok daha az sıklıkta karşımıza çıkar ancak ayırt edilmesi gerekir. Omuz ağrısının en sık karşılaşılan sebebi eklemin kendisi veya kemikten ziyade kas ve yumuşak dokudur. Hareket ettikçe sıkışmaya, zorlanmaya çok müsait bir yapı olduğu için ağrı görülmektedir. Kol hareket genişliği arttıkça özellikle baş yukarı aktivitelerde kolumuzu sürekli yukarıya kaldırmamız gerektiği için kemiklerin arasındaki anatomik yapı itibariyle üzerine de hareket eklendiği zaman daha çok yaralanmaya ve yırtıklara açık hale gelir. Omzun sağlamlığından ve stabilitesinden sorumlu olan kıkırdaklar kadar kasların sabit bir şekilde durabilmesi önemlidir. Toplumdaki yetişkinlerin yaklaşık olarak 6 da birinin hayatının bir döneminde omuz ağrısı, omuz kısıtlanması yaşamaktadır” dedi.