“TALASEMİ TARAMASI EVLİLİK ÖNCESİ YAPILIYOR”
Akdeniz anemisinin kalıtsal olarak geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Baytan, “Bu hastalığa sahip çocuklar, anne ve babanın taşıyıcı olması halinde dünyaya gelmektedir. Anne ve baba taşıyıcı ise; her gebelik için hasta çocuk doğma olasılığı yüzde 25, taşıyıcı çocuk doğma olasılığı yüzde 50, sağlıklı çocuk doğma olasılığı yüzde 25’tir. Anne ya da babadan yalnızca biri taşıyıcı, diğeri sağlıklı ise her gebelikte yüzde 50 sağlıklı, yüzde 50 taşıyıcı çocuk doğar. Taşıyıcılarda, hastalık belirti göstermez. Talasemi taraması evlilik öncesi çiftlerden alınan basit testlerle yapılıyor. Eğer her iki çiftte de hastalık geni bulunmuyorsa doğacak çocuklarında da Akdeniz anemisi görülmez” diye konuştu.Taşıyıcılık saptanmasının sağlıklı çocuk sahibi olmaya engel olmadığını belirten Baytan, “Çiftlerde taşıyıcılık saptanması durumunda, çocuk sahibi olmak istediklerinde tüp bebek yöntemi ile sağlıklı çocuklara sahip olabilirler” dedi.
“ÇOCUK HASTALARDA BAŞARI ORANI DAHA YÜKSEK”
Çocuk hastalarda başarı oranının yetişkinlere göre daha yüksek olduğunu bildiren Prof. Dr. Baytan, “Bu nedenle nakil erken yaşta uyumlu verici kardeşten, hastada demir yüküne bağlı komplikasyonlar oluşmadan yapılmalıdır. Kök hücre vericisinin talasemi taşıyıcısı olması nakil için engel değil. Fakat talasemi taşıyıcısından yapılan nakil sonrası hasta hayatına talasemi taşıyıcıları gibi devam eder. Anne, baba ve akrabalar arasında uygun donör bulunmazsa hastanın ebeveynlerinin kabul etmesi durumunda tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olarak bu kardeşten hastaya kemik iliği nakli yapılabilir” diye konuştu.