hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Boyun fıtığı yaşamınızı kısaltıyor!

    Boyun fıtığı yaşamınızı kısaltıyor
    expand

    Saatlerce bilgisayar karşısında çalışmak ve hareketsizlik sonucu ortaya çıkabilen boyun fıtığı hastaların yaşamını kısıtlıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Boyun fıtığı, omurilik ve sinir köklerini etkileyen, genellikle 30- 40’lı yaşlarında rastlanılan bir hastalık grubu... 

    Memorial Şişli Hastanesi Nöroşirürji Bölümü’nden Op. Dr. Halit Çavuşoğlu, boyun fıtığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. 

     Boyun fıtığı özellikle ofis çalışanlarını tehdit ediyor 

     Boyun fıtığı hastaları genellikle tek taraflı, kola doğru yayılan bir ağrıdan rahatsızlık duyuyorlar. Ağrı, parmak uçlarına kadar yayılır ve uyuşma ile beraber olabiliyor. Kuvvet kaybı yaşanabiliyor. 

    Mutlaka doktora başvurun 

    Ağrı ve uyuşukluğun sıklaşması ve belirli sürede yatak istirahatı ile geçmemesi durumunda mutlaka bir beyin ve sinir cerrahına başvurulması gerekiyor.  

    Detaylı öykü alma ve fiziksel muayenenin önemi çok büyük... 

    Sadece bunlarla tanı koymak bile mümkün. Ama görüntüleme teknikleri ile de boyun fıtığının varlığını teyit etmek ve seviyesini saptamak gerekiyor. Yapılan muayene ile sinir tahribatına ait bulgular yoksa hastaya mutlak yatak istirahati, Ağrı kesici kullanımı ve fizik tedavi öneriliyor.

    Ancak sinir tahribatına ait bulguların mevcudiyetinde ve diğer tedavi yöntemlerinin başarısız kaldığı durumlarda cerrahi uygulanıyor. 

    Omurganın hareket kabiliyetini korumak çok önemli 

    Şikayet oluşturan boyun fıtığına yapılan cerrahi tedavinin amacı; omurilik ve buradan çıkan sinirlerin sıkışıklığını giderirken, birçok anatomik yapıyı ve boyun omurgasının yük taşıyabilme ve hareket edebilme fonksiyonunu korumak...

     Geleneksel cerrahi yöntemler, normal doku tahribatına neden oluyor. Böylece omurilik ve sinir dokusu rahatlatılmakla beraber omurganın fonksiyonunun bozulmasına yol açıyor.

    Sonuçta hastaya ek olarak kafes, plak, vida gibi materyallerle ameliyat yapılması zorunlu hale gelebiliyor. Omurganın fıtık seviyesindeki bölümünü hareketsiz hale getiren bu ameliyat tekniğinin; süresinin uzun olması, fazla miktarda kan kaybı ve ameliyat sonrası ağrılı ve uzun iyileşme süreci, yüksek oranda başarısızlık, uzun vadede diğer disklerde fıtıklaşmalara yol açması bu yöntemlerin dezavantajı durumunda.

     Diğer yandan hareketli bölümü koruma amacıyla geliştirilen disk protezi de istenilen sonuçlara ulaşılmasını sağlayamıyor. Uzun dönemde protezlerin hareket kabiliyetini kaybettikleri görülüyor. 

    Girişimsel yöntemle boyun fıtığından kurtulabilirsiniz

    Radyolojik görüntüleme yöntemlerindeki (MR) gelişmeler boyun fıtığına yol açan yumuşak ve kemik dokuların ayrıntılı tespitinde faydalı oluyor.

    Mikrocerrahi yönteminde 1,5 cm'lik cilt kesisi yapılıyor. Doğal doku planları kullanılarak disk mesafesine girilerek omurilik ve sinir dokuları rahatlatılıyor.

    Omurganın yük taşıyabilme ve hareket edebilme gücü bozulmadığı için hasta ameliyattan 3 saat sonra yürüyebiliyor. Ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabiliyor.

    Hastanın boyunluk kullanmasına gerek kalmıyor. Dikiş yok ve işlemden 2 gün sonra pansuman çıkarılıp banyo yapılabiliyor.

    Ameliyattan 2 hafta sonra da egzersiz programı başlıyor.  Bu “minimal invaziv cerrahi” yani girişimsel yöntemle boyun fıtığı ameliyatlarında alınan sonuçlar son derece yüz güldürücü...

    Bu ameliyat tekniği hastaların çok korktukları diğer ameliyat tekniklerine oranla; kanamanın olmaması, çok kısa sürede sosyal yaşantıya dönüş imkanı sağlaması ve ameliyat konforu nedeni ile öneriliyor. 




    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow