Tiroid nodülleri kadınlarda erkeklerden daha sık görülür
Tiroid nodüllerinin gelişmelerine sebep olabilecek nedenlerden ve risk faktörlerinden bahseden Prof. Dr. Melek Eda Ertörer, şöyle devam etti:"Düşük iyot seviyeleri, guatr ve nodül gelişme riskini arttırır. Hashimoto hastalığında nodül gelişebilir. İleri yaş, çocukluk dönemi veya anne karnında düşük iyot alımı nodül geliştirme riskini artırır. İyonlaştırıcı radyasyona maruz kalma tiroid kanseri riskinde artışa sebep olabilir. Tiroid nodülü boğazda veya yemek borusunda ağrıya ve yutma zorluğuna sebep olabilir. Oluşan nodül yemek geçişini engellediği için yemek borusunda kitle hissine neden olabilir. Hastalar, yutma sırasında boğazlarında sıkışmış bir gıda varmış gibi hissedebilirler. Birçok kanserli tiroid nodülü yavaş büyümektedir. Büyük nodüller, soluk borusuna baskı yaparak hastalarda öksürük ve nefes darlığı yapabilir."
Tiroid nodülü tanı ve tedavi yöntemleri
Prof. Dr. Melek Eda Ertörer, doktor tarafından yapılan elle muayene ya da boyun bölgesine uygulanan görüntüleme tetkikleri sırasında tiroid nodülleri tespit edilebildiğini belirterek, "Nodül saptanan veya şüphelenilen durumların çoğunda, nodülün büyüklüğünün, yapısının değerlendirilmesi, sıvı ya da katı olduğunun gösterilmesi ve şeklinin düzenli olup olmadığı hakkında değerli bilgiler edinilmesi için tiroid ultrasonu tercih edilir. Kistik nodüller iyi huyludurlar. Ultrasonografik özelliklerine göre belli boyutların üzerindeki nodüllere veya şeklin nedeni ile kanseri düşündüren nodüllere biyopsi yapılmaktadır. Biyopsi sonucunda, olguların yüzde 85-90'ına varan oranda nodülün kanser olup olmadığı söylenebilir. Geriye kalan yüzde 10-15 hastada ise kararsız kalınabilir. Bu gibi durumlarda biyopsi tekrarlanabilir. Radyoaktif madde verilerek yapılan, bir başka tanısal işlemse, tiroid sintigrafisidir. Günümüzde tiroid sintigrafisi çoğunlukla tiroid hormon fazlalığı olan hastalarda nodülün, tiroidin fazla çalışmasına neden olup olmadığının anlaşılmasında kullanılır" ifadelerini kullandı.