Bölgesel yağlanma ile gelen tehlikeler! Buğra Adil Buyrukcu yazdı...

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamın getirdiği en önemli sorunlardan biri de bölgesel yağlanmalardır. Özellikle bel çevresinde oluşan yağlanmalar, vücuttaki inflamasyonu arttırdığı için kanser başta olmak üzere kalp ve diyabet gibi kronik hastalıklara yakalanma riskini arttırır.İnsanlar, bel ve basen çevrelerinde yağlanmalar oluştuğu zaman, bunu öncelikle estetik bir kaygıyla değerlendirir. Ancak şunu söylemeliyim ki, bölgesel yağlanma sandığınızdan çok daha belalı bir sorundur. Bölgesel yağlanmayı vücutta bir türlü yakılamayan yağ dokusunun, özellikle belli yerlerde birikerek, vücudun şeklinde bozulmalara neden olan bir yağlanma problemi olarak tanımlayabiliriz. Genellikle sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam, bölgesel yağlanmanın suçlusu olarak görülür. Bu nispeten de doğrudur. Ancak metabolizmanın yavaşlaması, hormonal düzensizlikler, genetik yatkınlık, karbonhidrat ve trans yağların aşırı tüketilmesi, gereğinden fazla kalori almak, fast food alışkanlığı, vitamin dengesizlikleri, psikolojik etkenler ve yeme bozuklukları da bölgesel yağlanmalara yol açabilir. Özellikle göbek bölgesinde toplanmış yağlanma ki, bu tüm vücuttaki yağlar içinde en inflamatuar (iltihaplı) olandır ve çok daha tehlikeli sorunlara neden olur. Mesela yapılan birçok bilimsel çalışmada göbek bölgesinde oluşan yağlanmanın çok sayıda kanser türüne ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini arttırdığı kanıtlanmıştır.Ayrıca sadece göbek bölgesi değil basen, kol ve bacaklardaki yağlanmalarda kronik hastalıkları vücudunuza davet eder. Kısacası fazla vücut yağı nerede olursa olsun, hücresel seviyede, bağışıklık sistemimizde, beynimizde ve diğer organlarımızda olumsuz değişimleri tetikleyerek, hastalıkları hayatımıza çeker. Bölgesel yağlanmanın sadece kilolu kişilerde olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü bu konuda önemli olan şey, vücutta bulunan yağ dokusunun nasıl ve nerelere dağıldığıdır. Zayıf kişilerin de göbek, basen, kol, sırt ve bacak bölgelerinden yağlanma oluşabilir. Bilimsel çalışmalara göre vücudun bir bölgesindeki yağlanma oranının yüzdesi 25in üzerine çıkması durumunda artık o bölgede bir bölgesel yağlanma sorunu ortaya çıkıyor demektir. Bu nedenle zayıf bile olsanız, bölgesel yağlanmanız varsa bu durumu ciddiye alıp, sağlığınızı kaybetmemek adına gerekli önlemleri almayı ihmal etmemelisiniz. Bölgesel yağlanma ve vücut tipi arasında çok yakın bir ilişki vardır. Çünkü vücut tiplerine göre yağların biriktiği bölgeler değişiklik gösterir. Ülkemizde ise en sık karşılaşılan vücut tipi, elma ve armut tipleridir. Elma tip vücutta karın bölgesi, armut tipte ise bacak bölgesinde yağlanmalar fazladır. Bu nedenle elma tipi vücuda sahip olan kişilerin özellikle bu konuda çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Her vücut tipinin yağlanmasındaki sebepler farklı olduğu gibi zayıflama şekilleri de değişkenlik gösterir. Bu nedenle vücut tipinizi öğrenip, bir doktor eşliğinde beslenme düzeni ve egzersiz programı oluşturmanız oldukça önemlidir. Bölgesel yağlanmalardan kurtulmanın değişik yolları vardır. Bunlar arasında bölgesel incelmeyi sağlayan cihazlar ile benim de önerdiğim bir yöntem olan akupunktur da yer alır. Özellikle akupunktur, bölgesel yağlanmalarla mücadele bizlerin en değerli silahlarından biridir. Birçok kişinin bölgesel yağlanmanın ne kadar ciddi bir sorun olduğunu fark edip, diyet ve spora başladığını görüyorum. Ancak öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bölgesel yağlanmadan kurtulabilmek için kulaktan duyma diyetler ve bilinçsiz spor hareketleri, sizi bir yere götürmez. Olumlu bir sonuç alabilmeniz için doktor kontrolünde size özel hazırlanan diyet ve spor programlarını disiplinli bir şekilde uygulamanız gerekir. Eğer bunları yapamayacağınızı düşünüyorsanız o zaman akupunktur ile bölgesel zayıflamayı deneyebilirsiniz. Çünkü bilimsel olarak etkinliği kabul edilen ve binlerce yıldır geleneksel Çin tıbbında başarı ile kullanılan akupunktur, en doğal zayıflama yöntemlerinden biridir. AKUPUNKTUR İLE BÖLGESEL ZAYIFLAMA NASIL YAPILIR? Özellikle göbek bölgesi yağlanması, spor ve diyete rağmen erimeyebilir ya da yok olması çok uzun bir zaman dilimini gerektirebilir. Bu nedenle dışarıdan destek alınması gerekir. Bu destek tedaviler arasında güvenilir yöntemlerden biri de akupunkturdur. Yöntemin ana prensibi yağların yoğunlaştığı bölgelere akupunktur iğneleri takılarak, yağ dokularının parçalanmasını sağlamaktır. Böylece bağışıklık sistemi, parçalanan yağ dokularını alıp, lenf yollarıyla kana karıştırır. Daha sonra bu dokular, bol su içilerek, böbreklerden atılır. Akupunktur yönteminde vücudun kendisi parçalamayı sağladığı için verilen bölgesel kilolar, geri alınmaz. Tedavi alan hastalarda 1 ay içerisinde sağlıklı bir oranda incelme sağlanabilir. Akupunktur ayrıca kol sarkmalarından, basen ve bacak arasındaki yağlardan kurtulamayanlar için de doğal bir çözümdür.