En önemli risk faktörlerine dikkat!
Böbrek kanserlerinin en önemli risk faktörlerinin obezite, sigara ve hipertansiyon olduğu belirtiliyor. Ayrıca diyaliz tedavisi gören kronik böbrek yetmezliği hastalarında, ailede böbrek kanseri öyküsü olanlarda, nadir görülen genetik bazı hastalıklarda (von Hippel-Lindau hastalığı, Birt Hogge Dube sendromu gibi) da böbrek kanseri görülme sıklığı artıyor. Böbrek kanserleri erkeklerde kadınlardan yaklaşık iki kat daha fazla görülüyor. Erkeklerde daha sık görülmesinde, sigara kullanım alışkanlıkları ve cinsellik hormonlarının etkisinin olabileceği düşünülüyor.
Böbrek fonksiyonları korunabiliyor
Tümör vücuda yaygın olarak yayılmadıysa, böbrek kanserlerinde ilk tedavi seçeneği, kanserli hücrenin vücuttan cerrahi olarak çıkartılması oluyor. Erken evrede, yani kanserin sadece böbrekte olduğu aşamada yakalanan kanserlerde, cerrahi tedaviden oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor. Cerrahi yönteme uygun olan hastalarda, böbreğin korunarak sadece kanserli alanın çıkartılması yeterli geliyor. Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Emre Karabay, “Parsiyel nefrektomi ismi verilen bu yöntemle hem kanserin kontrolü sağlanıyor hem böbreğin fonksiyonları korunabiliyor. Bu sayede hastanın ilerleyen yaşlarında gelişebilecek olan kalp hastalıkları riski de azalıyor” diyor. Böbreğin korunamadığı tablolarda ise kanserli alan, böbrek ve çevresindeki yağ dokusuyla birlikte çıkartılabiliyor. Yaşı veya ek hastalıkları nedeniyle cerrahi yöntem yapılamayacak olan hastalarda çok yüksek veya çok düşük derecede ısı tedavileri, yani ablasyon yöntemiyle hastalar tedavi edilebiliyor. Doç. Dr. Emre Karabay, kanserin vücuda yayıldığı tablolarda da tıbbi onkoloji uzmanları ile yapılan görüşmelerin ardından; ağrıyı azaltmak, kanamayı durdurmak veya yaşam süresini uzatmak için yine cerrahi yönteme başvurulduğunu söylüyor.