Uzm. Dr. Saydam, “Doğru bir beslenme düzeni ile bu dönemde yaşam kalitemizi ve konforumuzu artırabiliriz. Bu dönemde vitamin ve mineral dengesine daha da dikkat etmek gerektiği için, sofralarda sebze ve meyveye yeterince yer ayırmak gerekiyor. Özellikle C ve B grubu vitaminler, potasyum, magnezyum ve çinko açısından zengin gıdaları bol bol tüketmek gerekiyor. Günde 2 - 2,5 litre suyu dengeli şekilde güne yayarak içmek gerekiyor. Beyaz un ve şeker oranı yüksek olan gıda tüketimini azaltırken çok ağır ve yağlı yemekler yerine sebze ağırlıklı yemekleri tercih etmek gerekir. Sağlıklı bir kahvaltı güne iyi ve enerjik başlamak için faydalı olacaktır. Balık ve belli miktarda özellikle ceviz ve fındık olmak üzere kuruyemişler tercih edilmelidir” dedi ve önerilerini şöyle sıraladı:“Mevsiminde sebze ve meyve tüketmek (semizotu, enginar; çilek, kivi, avokado vb.), doğal probiyotik olan turşu, en yapımı yoğurt, kefir gibi besinleri düzenli tüketmek, kahvaltıyı kesinlikle ihmal etmemek, ana ve ara öğünleri atlamamak, alerjik bir durum yoksa günde bir tane yumurta yemek, ara öğünlerde 5-10 adet cevizi badem fındık gibi kuruyemişleri ihmal etmemek, gün içinde ana öğünlerde mutlaka yeşillik ve/veya salata tüketmek, beyaz undan yapılan ekmek yerine, kepekli, tam tahıllı, tam buğday, çavdar gibi lif ve besin değeri güçlü ürünleri tercih etmek, kahve gibi kafeinli içecekler yerine, metabolizmayı rahatlatan, çalıştıran ve bağışıklığı güçlendiren bitki çaylarını tercih etmek, vücutta fazla su birikimi ve ödemene neden olacağından fazla tuzdan kaçınmak, alkol, asitli-gazlı içeceklerden uzak durmak, gün ışığı ve güneş ışığında da faydalanmak için sabah erken saatler ve/veya akşamüzeri açık alanda egzersiz yapmak ve/veya düzenli yürüyüş yapmak, uyku düzenine dikkat etmek ve kaliteli bir uyku planlaması yapmak.”