Ayak bileği yaralanmaları ve tedavi yöntemleri
Vücudun en fazla yük taşıyan eklemlerinden birisi olan ayak bileği, oldukça karmaşık yapıdadır. Ayak bileği, tibia, fibula ve talus adı verilen kemiklerin makara şeklinde oluşturduğu bir eklemdir. Bu kemiklerin arasında kemik yüzeylerinin birbirine sürtünmesini önleyen kıkırdak yapılar bulunmaktadır. Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Yalın Dirik, ayak bileği yaralanmaları ve tedavileri hakkında bilgi verdi.
Ayak bileği yaralanmalarında ilk sırada ayak bileği burkulmaları gelmektedir. Ayak bileği burkulmaları hem günlük yaşamda hem de spor yaralanmalarında ortopedik anlamda acil servise başvuranların en yüksek olduğu yaralanma tipidir. Ayak bileği sorunları sadece burkulma kaynaklı yaşanmayabilir. Burkulmanın yanı sıra; Travmalara bağlı kırık ve çatlaklar Lateral bağ ( ATFL, CFL ) yaralanmaları, Aşil tendon zedelenmesi, Kıkırdak lezyonları Ayak bileği yaralanmaları nedenleri nelerdir? Ayak bileği yaralanmalara herkeste görülebilmektedir. Nedenleri şu şekilde sıralanabilir; Ayak bileği yaralanmaları genel olarak sporcu yaralanması olarak bilinmektedir. Ancak burkulmalara bağlı yaralanmalar günlük yaşamda yolda yürürken, kaldırımdan inerken bile yaşanabilmektedir. Ayak bileği yaralanmaları sporcularda özellikle basketbol ve voleybol gibi zıplama hareketinin çok olduğu spor dallarında yaşanabilmektedir. Futbol ise sanılanın aksine ayak bileği yaralanmalarına yol açan spor dallarında üçüncü sırada yer almaktadır. Bununla birlikte bütün spor dallarında ayak bileği sorunları yaşanabilmektedir. Travmatik ayak bileği yaralanmaları spor yaparken yaşanabileceği gibi; kaza, düşme, karda kayma sonrası, kaldırımdan veya merdivenden inerken oluşan travmalara da bağlı oluşabilmektedir.
Travmatik ayak bileği yaralanmalarının yanında aşırı kullanıma bağlı ayak bileği sorunları da görülebilmektedir. Uygunsuz zeminde yapılan aktiviteler ya da ekipman ve donanınım doğru olmasına rağmen aşırı yüklenmeye bağlı yaralanmalar oluşabilmektedir. Aşırı kullanıma bağlı ayak bileği problemleri; tendonlarda enflamasyon, yumuşak doku problemleri, tekrarlayan ödemler, sinovitler, kemik ödemi, stres kırığı gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Kaslarda da kısmi veya total yırtıklar gibi sorunlar oluşabilmektedir. Özellikle 35-45 yaşından sonra vücutta kolajen dokulardaki gelişen değişikliklere bağlı, ısınmadan hazırlıksız olarak spora başlayan kişilerde ayak bileği yaralanmaları görülebilmektedir. Ayak bileği yaralanmalarında ortaya çıkan belirtiler nelerdir? Ayak bileği yaralanmalarında belirtiler yaralanmanın şekline ve şiddetine göre değişebilmektedir. Ayak bileği yaralanmalarında belirtiler şu şekilde sıralanabilir; Şişme. Ayak bileği yaralanmalarının hemen hepsinde yaralanmadan kısa süre sonra şişme oluşmaktadır. Ağrı. Ayak bileğinde şişme ile birlikte en çok karşılaşılan belirtilerin başında ağrı gelmektedir. Ağrı yaralanmanın tipine göre farklılık gösterebilir. Basit burkulmalar ve yaralanmalarda ağrı şiddeti daha azken bağ kopması veya kırık gibi yaralanmalarda hasta ayağının üzerine basamayacak kadar ağrı hissedebilir.
Ayakta kopma benzeri ses duyulması. Genellikle aktivite sırasında tendon kopmasına veya kas yırtığına bağlı olarak ayak bileğinden şiddetli bir ses duyulabilir. Morluklar. Yaralanmadan sonraki 24- 48 içinde kanamaya bağlı olan morluklar oluşabilir. Morluklar yer çekimi etkisiyle ayak bileğinden topuğa ve ayak parmaklarına doğru yayılabilir. Ayak bileği yaralanmalarında belirtiler birbirine benzer şekilde yaşanabilir. Özellikle burkulma ve kırık belirtileri birbirine çok benzemektedir. Yaşanan sorunun tam olarak belirlenebilmesi için zaman kaybetmeden ortopedi ve travmatoloji doktoruna başvurulmalıdır. Ayak bileği yaralanmalarının teşhisi nasıl yapılır? Ayak bileği yaralanmalarında ortopedi ve travmatoloji doktorunun muayenesi, teşhiste en önemli basamağı oluşturur. Hastanın şikayetleri ve doktora nasıl başvurduğu teşhiste önemlidir. Ayak bileği yaralanması yaşayan kişi ayağının üzerine basamıyorsa veya doktora tekerlekli sandalye ile gelmişse ayak bileği yaralanması ileri seviyede olabilir. Basit bir ayak bileği yaralanmasında doktor kırık şüphesi görmüyorsa röntgen çekilmeyebilir. Ancak hasta ayağının üstüne basmakta zorlanıyorsa, muayenede kemiğin üzerinde hassasiyet fazla ise öncelikle röntgen çekilmelidir. Standart ayak bileği burkulmasında hemen Manyetik Rezonans (MR) görüntülemeye gerek yoktur. Normal şartlar altında hastanın 5-7 gün içerisinde şikayetleri azalmaya başlamaktadır.
Şişlik, morarma ve ağrı geçmeye başlar. Ancak bu süre içerisinde şikayetleri azalmayan hastalarda bağ dokuda ve kıkırdak yapıda hasar olup olmadığının belirlenmesi için Manyetik Rezonans (MR) görüntülemesi yapılabilir. Özellikle aşil tendon kopmasından şüpheleniyorsa MR gündeme gelmektedir. Ayak bileği yaralanmalarında tedavi nasıldır? Ayak bileği yaralanmalarında tedavi yaralanmanın derecesine ve şekline göre değişmektedir. Ayak bileği yaralanmalarındaki ilk amaç hastanın bir an önce eski günlük alışık olduğu aktivitesine döndürmektir. Ayak bileği yaralanmalarında ilk etapta yapılacak tedaviler şu şekildedir: Buz uygulaması: Yaralanmanın olduğu bölgeye buz uygulamak, oluşan şişliği azaltmaya yardımcı olurken ağrıyı da hafifletebilir. Buzun cilde direk temas etmemesi için araya ince bir havlu ya da tülbent koyulması ciltte oluşabilecek sorunları önleyecektir. Buz uygulaması 15 – 20 dakika yapılabilir. Günde 3 – 4 kez tekrarlanabilir. Elevasyon: Ayağın altına yastık veya benzeri bir şey konuların yüksekte tutulması ağrıyı ve şişliği azaltabilir. İstirahat: Ayak bileğinde oluşan yaralanmaya göre ayağa bir süre yük vermemek iyileşme sürecini hızlandırmaktadır. İstirahat yaralanma tipine göre değişebilmektedir. Bandaj: Yaralı ayak bileğini elastik bir bandaj veya elastik ayak bilekliği ile sarılarak tespit edilebilir. Bandaj uygulaması yapılırken ayak bileğinin çık sıkı sarılmaması ve kan akımının devam ettiğinden emin olunması önemlidir. Bu tedaviler ayak bileği yaralanmalarında standart yapılması gereken ilk uygulamalardır. Ayak bileği burkulan veya travma sonucu yaralanan hasta ayağının üstüne basabildiği durumlarda evde bu tedavileri uygulayabilir. Halk arasında ayak bileği yaralanmalarında uygulanan sıcak su uygulaması sakıncalı sonuçlar doğurabilmektedir. Ayak bileği burkulması ya da akut bir travmalarda sıcak uygulamadan uzak durulmalıdır.
Her zaman soğuk uygulama faydalıdır. Sıcak uygulaması baştan bir rahatla hissi yaratabilir ancak sıcak damarlardaki genişlemeye neden olarak kanamaya bağlı şişliği artırabilir. Burkulan bölgeye, zeytinyağı, kantaron yağı veya ağrı kesici kremlerin sürülmesinde bir zarar yoktur. Ancak şikayetlerin geçmediği durumlarda ayak bileği yaralanmasının derecesi ileri seviye olabilir. Özellikle 3. Derece yaralanmalarda uygun tedaviler uygulanmazsa ileride ayak bileğindeki bağların fonksiyon bozukluğuna bağlı sorunlar yaşanabilmektedir. Yaralanmanın derecesine göre; Ayak bileğinin alçı ya da atellerle sabitlenmesi Özel yürüme botlarının kullanılması Cerrahi yöntemler gibi tedavi seçenekler uygulanabilmektedir. İleri seviye ayak bileği yaralanmalarında yaralanmanın çeşidi ve şiddetine göre fizik tedavi uygulamaları tercih edilebilmektedir. Ayak bileği yaralanması riskini artıran faktörler nelerdir? Ayak bileği yaralanmaları çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Genellikle sporcularda yaşandığı düşünülen ayak bileği yaralanmaları günlük hayatta herkesin başına gelebilmektedir. Ayak bileği yaralanma riskini artıran faktörler şu şekilde sıralanabilir; Spor yaralanmaları. Ayak bileği yaralanmaları spor aktiviteleri sırasında görülebilmektedir. Özellikle zıplama, keşke ve ayak bileğini yoğun kullanıldığı basketbol, voleybol, futbol, doğa koşusu gibi sporlarda burkulmalar başta olmak üzere ayak bileği yaralanmaları yaşanabilmektedir.
Kötü sahada yürüyüş ve koşu ayak bileği yaralanma riskini artırabilir. Yokuş, ya da yüzeyi pürüzlü alanlarda yürüyüş veya koşu ayak bileği yaralanmasına zemin hazırlayabilir. Daha önce yaşanan ayak bileği yaralanmaları risk faktörünü yükseltmektedir. Özellikle daha önce yaşanan ayak bileği yaralanmalarının tedavisi uygun yapılmadıysa tekrarlayan ayak bileği burkulmaları görülebilir. Ayak bileğindeki kasların zayıflığı, ısınmadan spora başlamak gibi etkenler yaralanma riskini artırabilir. uygun olmayan ekipman kullanımı ayak bileği yaralanma riskini artırabilir. Leteral ligament ayak bileği yaralanmaları nedir? Ayak bileği burkulmasının en sık mekanizması ayağın parmak ucunun öne doğru eğildiği, tabanın yukarı doğru baktığı pozisyondur. Bu pozisyon ayak bileği stabiletisenin en zayıf olduğu pozisyondur. Burkulmalar daha çok bu pozisyonda gerçekleşmektedir. Bu burkulma esasında ayak bileğinin dış tarafındaki Leteral ligament denilen bağlar yaralanmaktadır. Bu tür ayak bileği yaralanmalarında muayene sırasında ayak bileğinin dış kısmında kemiğin çıkıntısının olduğu bölgede yoğun bir şişlik oluşmaktadır. Ayak bileği Leteral ligament yaralanmaları genel olarak 3 dereceye ayrılmaktadır. Grade 1 - (1. Derece yaralanma) Bu tür yaralanmalarda ayak bileği bağlarında kopma veya yırtılma yoktun ancak bağlarda yaralanmaya bağlı olarak gerilme ve zorlanma yaşanmaktadır. Grade 2 – (2. Derece yaralanma) Ayak bileğindeki bağlarda kısmi yırtıklar meydana gelebilmektedir. Ama insabilite denilen ayak bileğinde anormal hareket yaşanmamaktadır. Grade 3 - (3. Derece yaralanma). Bu yaralanma tipinde bağlar tamamen kopabilmektedir. Lateral ligament yaralanmalarında tedaviyi şekillendiren en önemli unsur hastanın fiziksel muayenesidir. Hasta doktora başvurduğu zaman ayağının üzerine basıp basamadığı gözlemlenir. Ayağına yük veremeyen yaralanmalarda 3. Derece bir yaralanma yaşanmış olma ihtimali yüksektir. Hastanın muayenesinde; ayak bileğinin yaralanma bölgesinde şişlik, hassasiyet ve ödem görülebilmektedir.
TEDAVİ YARALANMANIN DERECESİNE GÖRE FARKLILIK GÖSTEREBİLİR
Aşil tendon zedelenmesi nedir? Tedavisi nasıldır? Vücudun en uzun ve en güçlü tendonu olan aşil tendonu normal standart bir burkulma ile genellikle kopmamaktadır. Dizin arkasında başlayan kaslar ayak bileğine yaklaştığında aşil tendonu haline alıp topuğun arkasına yapışmaktadır. Aşil tendonunun kopmasında farklı etkenler bulunabilmektedir. Aşil tendonunun topuk kemiğine yapışma yerinden yaklaşık olarak 5-6 cm yukarısında kanlanmanın zayıf olduğu bir bölge bulunmaktadır. Aşil tendonuyla ilgili yırtılma ve zedelenmeler genellikle bu bölgede meydana gelmektedir. Aşırı kullanım, yoğun spor yapmaya bağlı aşil tendiniti denilen aşil tendonundaki bozulmalar genellikle bu bölgede yaşanmaktadır. Aşil tendonunun kopması sırasında hastalar kopmaya bağlı bir ses duyduklarını ifade ederler. Muayene sırasında aşil tendonunun bulunduğu bölgeye dokunulduğunda bir boşluk hissedilir. Hasta parmak ucuna basarak ayağa kalkamamaktadır. Aşil tendonundaki yırtıklar genellikle total yırtık şeklinde yaşanmaktadır ve ameliyat gerektiren durumlardır. Aşil tendonunda yaşanan yaralanmalarda genellikle bağ tamamen kopmaktadır anca nadir de olsa bağda zedelenmeler yaşanabilmektedir. Bu gibi durumlarda alçı, özel ayakkabı gibi önlemlerle ayak bileğinin yükten koruyarak tedavi etmek mümkün olabilmektedir. Aşil tendonunun tam koptuğu durumlarda kendi kendine tedavi olması söz konusu değildir. Aşil tendonu kopmalarına benzer belirtilerle ortaya çıkan yani ses gelmesi, bir şeylerin yırtıldığını ya da tekme atılmış gibi hissederek ortaya çıkan yaralanmalar yaşanabilmektedir. Bu yaralanmalar genellikle aşil tendonun kaynaklandığı kasın kendisinin yaralanmasıyla oluşmaktadır. Birleşerek aşil tendonunun oluşturan bu kaslarda meydana gelen yaralanmalarda ameliyatsız tedaviler ön plana çıkmaktadır.
AYAK BİLEĞİ ARTRİTLERİ NEDİR? TEDAVİSİ NASILDIR?
Ayak bileği eklemi sık tekrarlayan yaralanmaları sonrasında oluşabilecek olan ayak bileği artriti ekleminin kireçlenmesidir. Halk arasında kireçlenme olarak tabir edilen durum aslında kıkırdak dokunun zedelenmesi sonrası eklemlerimizin ağrısız bir şekilde hareket etmesini sağlayan kıkırdak yüzeyler bulunmaktadır.
Bu kıkırdak yüzeylerinin pürüzsüz bir şekilde olması gerekmektedir. Farklı nedenlere bağlı olarak kıkırdak yüzeyinde yaşanan bozulmalar zaman içerisinde kıkırdak yüzeyinin kaybolmasına ve altındaki kemiğin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Bu durumda halk arasında kireçlenme olarak isimlendirilen rahatsızlığın yaşanmasına neden olmaktadır. Ayak bileği kireçlenmesi farklı nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Spor yaralanmalarında dejeneratif süreç, ayak bileğinde önemsenmeyen yaralanmalar bazen bağda ciddi hasara neden olmaktadır. Ayak bileğinde ileri seviye yaralanmalar uygun şekilde tedavi edilmezse anormal hareketlere neden olabilmektedir. Buna bağlı olarak hasta çok basit hareketlerde bile ayak bileği burkulmaları yaşanabilmektedir. Bu durum da bağların daha fazla zedelenmesine neden olur. Ayak bileğindeki her burkulma kıkırdak yüzeyinde hasarlanma oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir. Kıkırdak kendisini yenileyebilen bir doku olmadığı için ilerleyen dönemde kireçlenme oluşabilmektedir. Ayak bileği artritlerinin en önemli nedenlerinden bazıları da romatizmal veya metabolik hastalıklardır. Ayak bileği ekleminde görülen kireçlenmelerin diğer nedeni ise eskiden geçirilmiş eklem içine uzanan parçalı kırıklardır. Ayak bileği kıkırdak lezyonlarının tedavisinde yaşanan sorunun büyüklüğü, lokalizasyonu ve derinliği belirleyici olmaktadır. Mikro kırık yöntemiyle tedavi: Ayak bileği ekleminde kısmı bir kıkırdak problemi olduğu durumlarda uygulanır. Artroskopi denilen kapalı yöntemle yani kamerayla eklem içine girilerek 1,5 cm ‘den küçük bir bölgeye içeren lezyonlarda mikro kırık denilen kemiğin içine küçük delikler açılır. Bu sayede sorunlu bölgeye kök hücre salınımı sağlanarak yeni bir kıkırdak yüzeyi oluşturulmaya olanak sağlanmaya çalışılır. Orijinal kıkırdak dokusu oluşturmak mümkün olmasa da kök hücrelerin bölgeye akışı sağlanarak fibröz kıkırdak denilen bir yüzey oluşturulabilir. Aynı seansta hastanın göbek veya karın yağından ya da leğen kemiğinden alınan kök hücre özel bir işlemin ardından sorunlu bölgeye enjekte edilerek kıkırdak doku oluşumu desteklenebilir. Mozaikplasti ameliyatı: Kıkırdak defekti daha büyükse uygulanabilen bir yöntemdir.
Diz ekleminin yük taşımayan bölgesinden aynı boyutta kıkırdak parça altındaki kemik dokusuyla birlikte blok halinde alınarak ayak bileğindeki sorunlu bölgeye nakledilebilmektedir. Diz ekleminin yük taşımayan bölgesinden alındığı için bu işlem dizde bir hasar bırakmamaktadır. Kadavradan nakil yöntemi: Kıkırdaktaki hasarlı bölgenin daha geniş olduğu durumlarda kıkırdak nakli seçeneği tercih edilebilir. Allogreft denilen kadavradan elde edilmiş kıkırdak parçalar hastaya nakledilebilir. Kişinin kendisinden alınan kıkırdak kadar başarılı sonuçlar olmayabilmektedir. Ayak bileği protezi tedavi seçeneklerden birisidir. Ancak diz veya kalça protezlerindeki gibi yüz güldürücü sonuçları yok Ayak bileğinin sabitlenmesi yöntemi: Ayak bileğindeki kireçlenme çok fazla olup hastanın yürümesini, günlük yaşantısını etkileyecek durumdaysa ayak bileği nötral pozisyon denilen 90 derecede sabitlenebilmektedir. Eklem yüzeyindeki kıkırdak yüzeyleri temizlenip altındaki kemikler birbirine temas ettirilip uygun pozisyonda çivi veya yida gibi yöntemlerle ayak bileği eklemi sabitlenebilmektedir. Bu yöntemle ayak bileği normal hareketlerini kaybeder ancak hasta ağrısız bir ayak bileğine kavuşmuş olur. Geniş kıkırdak defektlerinde hastadan alınan kıkırdak hücreleri laboratuvar şartlarında çoğaltılarak ameliyatla sorunlu bölgeye nakledilebilmektedir. Matriks dokularla bu bölge desteklenerek sorunlu alanda kıkırdak oluşumu sağlanmaya çalışılır. Ayak bileği spor yaralanmaları nelerdir? Ayak bileği spor yaralanmalarında en sık ayak bileğinin dış tarafındaki bağların yaralanması şeklinde gerçekleşir. Genellikle ayak bileğinin burkulmayla oluşan yaralanmalardır. Spor yaralanmalarında kırık, çatlak veya kıkırdak yaralanmaları da yaşanabilmektedir. Ayak bileği yumuşak doku yaralanmaları nelerdir? Ayak bileği yaralanmalarında kemiklerde bir sorun yoksa yumuşak doku yaralanması olarak sınıflandırılabilir. Ayak bileğini stabilize eden bağların travmanın yönüne göre zedelenmesi yumuşak doku yaralanması olarak kabul edilir.
AYAK BİLEĞİ YARALANMALARINDA NE ZAMAN AMELİYAT GEREKİR?
Ayak bileğinde yaşanan basit kırık veya çatlaklar için cerrahiye gerek yoktur. Ayak bileğindeki kırık ve çatlaklar alçı ile 6 haftada kaynayabilir. Ancak eklemin içine uzanan ve yerinden oynamış kırıklar için cerrahi yöntem gerekebilir. Bağ yaralanmalarında cerrahi yönteme başvurmak konusu tartışmalı bir konudur. Burada önemli olan hastanın beklentileridir. Ayak bileği yaralanan kişi profesyonel bir sporcuysa bağ yaralanmalarında hızlı iyileşme olanağı tanıdığı için cerrahi yöntem ön plana çıkabilir. Gelişen teknoloji kullanılan teknik ve malzemelerden dolayı cerrahi işlem sonrası sporcular daha hızlı bir şekilde eski performanslarına kavuşabilmektedir. Ancak yapılan bilimsel çalışmalar cerrahi yöntem ile cerrahı dışı yöntemlerin birbirine bir üstünlük göstermediğini ortaya koymaktadır. Ayak bileği yaralanmalarında fizik tedavi ile tedavi mümkün müdür? Ayak bileği yaralanmalarında özellikle amatör olarak veya keyif amaçlı spor yapan kişilerde ilk olarak fizik tedavi uygulaması akla getirilmelidir. İlk bir haftalık evde yapılabilecek uygulamalardan sonra ödemin daha hızlı dağıtılması, hastanın daha hızlı günlük yaşama dönmesi için fizik tedavi gündeme gelir. Sık burkulma yaşayan hastalarda fizik tedavi uygulamaları ile olumlu sonuçlar alınmaktadır. Eklemin duruşunu, pozisyonunu ve hareketini algılayıp sinir sistemi ile eklemin mekaniği arasında dengeyi sağlayan bir sistem bulunmaktadır. Sık tekrarlayan ayak bileği yaralanmalarında bu sistem bozulabilmektedir. Fizik tedavi uygulamalarıyla bu bozulan sistem düzeltilebilmektedir. Bunun için Pilometrik egzersiz denilen uygulamalar kullanılmaktadır.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Şiddetli, aniden, dayanılmaz şekilde artıyorsa dikkat! Meğer gözleri vuruyormuş... BAŞ AĞRISINI ÖNLEMENİN EN ETKİLİ YOLU
Aşırı tüylenme, saç seyrelmesi, adet düzensizliği... Bu belirtilere dikkat!
Kadına yönelik şiddet, ruhsal hastalıkları tetikliyor! Depresyon kadınlarda iki kat daha sık görülüyor
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu önerdi: Faydasını öğrenince bardak bardak içeceksiniz... BAĞIŞIKLIĞI TAVAN YAPTIRAN 10 BİTKİ ÇAYI
Fiyatı 2'ye katlandı ama kapış kapış gidiyor! Grip, nezle, soğuk algınlığının doğal ilacı... Halsizliği yok ediyor, vücut direncini artırıyor!