“Yoğun bakımda 11 aylık daha aşısını yaptırmamış ölüm riski olan hastamız var”
Aşı reddi oranının artması halinde birçok salgının görülebileceği ve olumsuz sonuçlarla karşılaşılabileceğini belirten Çocuk Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Kamil Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: "Maalesef önceki yıllarda sık görmediğimiz tek tük de olsa kızamık vakaları geliyor. Bunların bir kısmı aşılanmamış hastalar, Türkiye’de 30 binleri bulan aşı reddi nedeniyle bu vakaları tek tük de olsa görmeye başladık. Korunmanın tek yolu ya hastalığı geçireceksiniz bağışıklık sağlanması için ya da aşı olacaksınız. Küçük bir iğneyle sonuçları çok kötü olan, öldürebilen hastalıklara karşı aslında korunmuş oluyorsunuz. Kızamık için konuşursak koridordan kızamıklı bir hasta öksüre öksüre geçse yüzde 90 aşılanmamış bireylere bulaştırıyor, hastalığın nasıl seyredeceği maalesef belli olmuyor. Yüzde 30’unda zatürreye varan durumlar olabiliyor, maalesef ölümle sonuçlanan vakalar da var. Aşı retlerinin artmaması, ailelerin bunların önemine vakıf olup aşılarını yaptırmaları lazım. Kızamık aynı grip gibi başlıyor, ateş öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve bu maalesef bu dönemde de bulaştırmaya devam ediyor. 'Çocuğum grip oldu' diye aileler okula gönderiyorlar, 4-5 gün sonra döküntü çıkıyor. Duyarlı bireyler fazlaysa tüm temas ettiği kişilere bulaşıyor, bu şekilde de çok hızlı yayılmaya neden oluyor. Anne aşılı ya da geçirmişse anneden geçen antikorlar 3-9 ay arası bebekleri koruyabiliyor ama bu her bebek için farklı olabiliyor. Erken doğanlarda bu koruma daha az oluyor. Yine de anne aşısızsa yeni doğan döneminde de kızamık görülebiliyor, bu tabi daha nadir, boğmaca açısından daha farklı. Boğmaca ve kızamık vakaları hastanemizde var. Şu anda da kliniğimizde 11 aylık daha aşısını yaptırmamış, yoğun bakımda ölüm riski devam eden bir hastamız var. Aşı reddi çok artarsa Türk toplumunda ileride birçok salgınlar görebiliriz ve birçok çocuk hayatını kaybedebilir"
“Yeni doğanda çok sık rastlamıyorduk ama yoğun bakımımıza 2 tane boğmaca tanılı yatışımız oldu”
"Kış dönemi özellikle bulaşıcı hastalıklar açısından aslında pediatrik grupta en çok vakaların olduğu dönem" diyerek uyarılarda bulunan Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi’nden Uzm. Dr. Burcu Cebeci, “Üst solunum yolu enfeksiyonu yapan birçok hastalığın bulguları birbiriyle karışabilmekte fakat boğmacanın özelliği aslında diğerlerine ek olarak çok inatçı boğulur tarza öksürük tablosuyla başvurması, bu tablonun ağır hipoksiye neden olabilecek kadar nefes durmasına sebep olması. Şu zamana kadar boğmaca yeni doğan döneminde çok sık rastladığımız bir hastalık değildi ama bu sene özellikle yoğun bakımımıza 2 tane boğmaca tanılı yatışımız oldu. Yaş aralığı azaldıkça hastalığın klinik seyri, ölüm riski de maalesef ters orantılı bir şekilde artmakta. Sadece prematüre değil miadında doğan bebeklerimiz bile risk altında diyebiliriz. Bu hastalıkların sonrasında sebep olabilecekleri şeyleri gösterdiğimizde, hastalıkları anlattığımızda aslında hepsinde bir pişmanlık olup sonrasında bu fikirden vazgeçip çocuklarını tekrar aşılatma konusunda gerekli merkezlere gönderebiliyoruz. Burada aslında en büyük sıkıntı; bu hastalıkları şimdiye kadar aşılandığımız ve görmediğimiz için sonuçlarını da net bir şekilde bilmiyor olmaları" diye konuştu.