Artık kanser hastalarının çocuğu olabilir!
Yumurtalık nakli, kanser geçirmiş kadınların çocuk sahibi olabilmesi için güvenli ve verimli bir yol olabilir.
Danimarkalı doktorların kısırlık riskiyle karşı karşıya kalan 32 kanser hastası kadın üzerinde denediği bir yöntemde kanser tedavisi başlamadan önce kadınların yumurtalıklarını dondurdular. Tedavi sonunda kadınların yumurtalıkları yeniden vücutlarına nakledildi. 10 kadın başarılı gebelik dönemi yaşadı. İngiliz uzmanlar bu sonucun daha fazla doktoru nakil yöntemini önermeye teşvik etmesi gerektiğini düşünüyor.
Geniş bir araştırmaya göre, güçlü kanser ilaçlarının etkilerinden korunmak için Danimarkalı kadınlar yumurtalıklarının bir kısmını ya da bütününü aldırarak dondurdu.
Kanserli hücre riski düşük
Yumurtalık dondurma ve nakletme İngiltere'de mevcut ancak yaygın değil. Bunun da nedeni nakillerin kanser hücrelerini vücuda geri taşıyacağı endişesi. Dr. Anette Jensen, Human Reproduction adlı dergide yayımlanan araştırmanın güven verici olduğunu söylüyor.
"Bildiğimiz kadarıyla bu dünya çapında uygulanan en geniş yumurtalık doku nakli ve araştırmalar gösteriyor ki yumurtalık dokusu yumurtalık işlevini güvenli ve verimli bir biçimde geri kazanıyor" diyor Jensen. "Kanseri yenmiş hastaların kendi çocuklarını doğurabilmesi onlar için muazzam bir hayat kalitesi artışı" diye de ekliyor.
İngiltere'nin kadın hastalıkları ve doğum hekimleri derneği Royal College of Obstetricians and Gynaecologists Sözcüsü Profesör Adam Balen da, araştırmanın yumurtalık naklinin kansere neden olan hücreleri geri taşıma riskinin düşük olduğu konusunda daha fazla güvence verdiği kanısında.
"İngiltere'de yumurta dondurmak daha yaygın ancak yumurtalık dondurma bazı durumlarda daha iyi bir seçenek olabilir" diyor Balen ve ekliyor: "Bu harika bir araştırma. İngiltere'de bu hizmetin daha sıklıkla verilmesi konusunda harekete geçilmeli".
Araştırma, nakillerin gebelik dışında, örneğin hormon düzeylerinin normale dönmesi gibi durumlarda da faydalı olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar umut vadeden sonuçlara rağmen uygulamanın hala erken bir aşamada olduğu ve uzun soluklu araştırmaların gerektiği konusunda uyarıyor.