Aile içinde şiddete maruz kalan çocuklarda, içe kapanma, iletişim problemleri yaşama, çeşitli korkulara sahip olma, akademik başarısızlık, arkadaşlarının aileleri ile ilgili sorular sormalarından çekindikleri için okula gitmeyi kabul etmeme gibi davranışsal sonuçlar doğmaktadır. Bunlara ek olarak, ergenlik sürecinde, madde kötüye kullanımı, öz kıyım ve evden kaçmalar bu çocuklarda daha sık görülen problemlerdendir. Aile içi şiddet mağduru çocuklarda depresyon, kaygı bozukluğu, sosyal uyumsuzluk, dışa vurum ya da içe atım sorunları, karşı olma ve karşı gelme bozuklukları, öğrenme güçlüğü, duygu ve davranış bozuklukları, sonraki yaşamlarında daha fazla şiddete maruz kalma ve kendilerinin de şiddet uygulaması, post-travmatik stres bozukluğu, somatik yakınmalar, anti-sosyal davranış, fobi, uyum bozuklukları gibi ruhsal sorunlar gelişebilir. Unutulmamalıdır ki, çocuklar şiddeti yetişkinlerden öğrenmektedir. Ve aile içi şiddet çocukların; fiziksel, bilişsel, psikolojik ve sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, aile içi şiddete maruz kalan çocuklara multidisipliner bir bakış açısı ile yaklaşılmalı ve şiddetin olumsuz etkilerini gidermeye yönelik psikososyal müdahaleler çocuğa özgü olarak hazırlanmalıdır. Elbette bu süreçte çocukta olumsuz etkiler bırakan şiddetin hatırlanması ve ortadan kaldırılması için gerekli adımların atılması da unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.