Dr. İşkorur, yine okullarda sıkça rastlanılan çarpışma ve düşme durumunda kafa travması yaşayan hastanın bilinci yerinde ise bir yere nazikçe yatırılıp, baş boyun gövde eksenini bozmaması ve boynunu hareket ettirmemesi için dikkat edilmesi; kusma ortaya çıkarsa hastanın baş ve boyunu sabit aynı düzlemde kalacak şekilde yan çevrilmesi gerektiğini anlattı. Kafa travması yaşayan çocukların yüzde 7'sinde boyun yaralanması görüldüğüne değinen Dr. İşkorur bu durumda yapılması gerekenleri şöyle söyledi:
“Kafa travmasına bağlı bir şişlik gelişiyor ise araya bir bariyer konularak yapılacak soğuk uygulamanın faydası olacaktır, göz üzerine direkt soğuk uygulama yapılmamalıdır. Herhangi bir kesi oluşmuş ve kanama var ise kanama üzerine bir gazlı bez (yok ise benzer bir tişört havlu vb.) kullanılarak direkt bası yapılmalıdır. Yapılan bası en az 4-5 dakika çekilmeden tutulmalıdır. Sık yapılan hata kanamaya yapılan basının kaldırılıp kanamanın durup durmadığının kontrolünün yapılmasıdır. Vücudumuzun kanı pıhtılaştırma zamanı genellikle 4 dakika ve üzerindedir bu sebeple 4 dakikadan önce kesinlikle kanama yerine yapılan bası devam etmeli ve kontrol için bakılmamalıdır. Travma geçiren tüm hastalar sıcak tutulmalıdır. Üzerine battaniye örtülmelidir”
“Burnu kanayan kişi oturtulmalı, başı öne eğilmeli”
Burun kanaması vakalarından da bahseden Dr. İşkorur, “Burnu kanayan kişi oturtulmalıdır, ayakta müdahale edilmemelidir. Bu kanamalar genellikle tek taraflı olur. Oturan hastaya her iki burun kanadından bası yapılarak başın öne eğilmesi istenmelidir. Hastaya ağızdan nefes alabileceği ve ağza gelen kanamanın tükürülebileceği söylenmelidir. Eş zamanlı sağlık ekipleri çağırılmalıdır” dedi. Ateşi olan çocuklarda ateşi ilaçsız düşürmek için yüz ve boyun bölgesini suyla silip, sert bir kartonla hafif bir rüzgâr yapılabileceğini, böylece ateşin daha hızlı düşeceğini dile getirdi.