'Minnettarlığın ötesindeyim'
İsminin açıklanmasını istemeyen hasta, "1988 yılında bana HIV teşhisi konulduğunda, diğer pek çok kişi gibi ben de bunun bir ölüm cezası olduğunu düşündüm. Artık HIV taşımadığım günü görecek kadar yaşayacağımı hiç düşünmemiştim. Minnettarlığın ötesindeyim" dedi. Dickter ayrıca, 31 yılla HIV'i en uzun süre taşıyan hasta olma özelliğine de sahip olan kişinin, şu anda dünya çapında 38 milyon AIDS hastasının çoğunun virüsle yaşamasına olanak tanıyan antiretroviral tedavinin ilk denemelerinin bir parçası olduğunu söyledi.Hastanın HIV virüsünden kurtulmasında ise yakalandığı lösemi (kan kanseri) baş rolü oynadı. 2019'da teşhis konulmasının ardından hastaya nadir bir mutasyona sahip CCR5 adlı bir genin bir kısmını barındırmayan kök hücrelerle kemik iliği nakli yapıldı. Bu genin eksikliği hastayı HIV'e daha dirençli hale getirdi.
Ancak enfeksiyon hastalıkları uzmanı Dickter, bu tedavinin ciddi yan etkileri olduğunu ve "HIV'li çoğu insan için uygun bir seçenek olmadığını" da sözlerine ekledi.San Francisco'daki California Üniversitesinde HIV uzmanı olan Steven Deeks de kanser olmadan bu tedavinin "asla" yapılamayacağını vurgulayarak "Kemik iliği naklinde yaptığınız ilk şey, kendi bağışıklık sisteminizi geçici olarak yok etmektir" dedi.CCR5 geni HIV virüsünün vücuda giriş kapısı olarak görülüyor. Deeks, "Hücrelere girip CCR5'i devre dışı bırakacak ve virüsü yok edecek bir enzimi koldan enjekte etmek teorik olarak mümkün ama henüz o noktada değiliz" diyor.