hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "100 kişiden 5’inde ritim bozukluğu var"

    100 kişiden 5’inde ritim bozukluğu var
    expand
    KAYNAK DHA

    Üzüntü ya da sevinç, çok fazla çay ya da kahve tüketiminde kalp çarpıntısının yaşandığını dile getiren Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sabri Demircan, her çarpıntının kalp krizi ya da ritim bozukluğu olarak algılanmaması gerektiğini söyledi. Demircan, “Belli bir yaştan sonra hiç şikayete yol açmayan bazı ritim bozuklukları olabilir. Neredeyse 100 insandan 5’inde ritim bozukluğu var” ifadelerini kullandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türk Kardiyoloji Derneği Aritmi Çalışma Grubu ile iş birliği yaparak ‘Aritmilerde Girişimsel Çözümler’ başlıklı toplantıya ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin dört bir yanından kardiyoloji uzmanlarının bir araya geldiği toplantıda ritim bozukluğu olan hastaların yönetimi, girişimsel tedavilerin kullanımı, uygun hastanın belirlenmesi, hazırlığı ve işlem sonrası takibine yönelik çözümler tartışıldı. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sabri Demircan, “Çarpıntı, kalp krizi ya da ritim bozukluğu demek değildir. Çarpıntıyı oluşturan bir faktör varsa bu heyecan, çay kahve ya da ilaç olabilir. Burada genelde ritim bozukluğu ya da çok korkutucu bir hadise düşünmüyoruz. Hiçbir hastalığı olmadan, kendini iyi hissetmediği üzüntü ya da sevinç durumlarında da çarpıntı hisseden insanlarda durumsal çarpıntı ya da ritim bozukluğu olmadığını düşünüyoruz” diye konuştu.

    "Panik atağı olan insanlarda çarpıntı daha sık oluyor"

    Çarpıntının kalp krizi ya da ritim bozukluğu ile karıştırılmaması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Demircan, “Kalp çarpıntısı hastanın kalp atışlarını hissetmesidir. Kalp krizi ise kalp damarlarının tıkanıp kalbin hasar görmesi ve düşme, bayılma ya da ani ölümle sonuçlanan olaylardır. Ritim bozukluğu ise, kalpte olan çarpıntı ya da bayılmanın kalbin ritminin bozulmasından kaynaklı bir olayı anlatıyor” ifadelerini kullandı.

    Prof. Dr. Demircan şunları kaydetti:

    “Çarpıntı, kalp krizi ya da ritim bozukluğu demek değildir. Çarpıntıyı oluşturan bir faktör varsa bu heyecan, çay kahve ya da ilaç olabilir. Burada genelde ritim bozukluğu ya da çok korkutucu bir hadise düşünmüyoruz. Hiçbir hastalığı olmadan, kendini iyi hissetmediği üzüntü ya da sevinç durumlarında da çarpıntı hisseden insanlarda durumsal çarpıntı ya da ritim bozukluğu olmadığını düşünüyoruz. Panik atak ya da anksiyete dediğimiz durumda ise insanların tıbbi sorunu yok, altta ritim bozukluğu oluşturacak bir alt yapısı yok, hastanın çarpıntı hissettiği anda nabzında artış kısmen olabilir ama bizim hastalık diyebileceğimiz bir anormallik olmadan hasta kendini çok kötü hissedebilir. Bayılabilir, çarpıntı yaşayabilir ve acillere gidebilir. Bunu daha çok kendi iç dünyasında kötü anlar yaşayan, depresyonu olan, panik atağı olan insanlarda bu çarpıntılar daha sık olabilir.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Geçmiş öyküsüne bakılmalı"

    “Ailesinde genç yaşta ölüm, ciddi hastalıklar ya da kendisinde bilinen bir kalp hastalığı, bir ameliyat öyküsü ya da daha önce kalp krizi geçirmiş bir insanın yaşadığı çarpıntılar ciddiye alınmalı” DİYEN Prof. Dr. Demircan, “Daha önce yapılan kalp tetkiklerinde normal saptanmış ve gündelik duygularla çarpıntı yaşayan insanların bu durumu yönetmeleri lazım. Eğer bunları yönetemiyor ve bu olayı tetikleyen faktörü hayatında düzeltemiyorsa doktora ne kadar giderse gitsin acil servise taşınması dışında bir derman bulamayacaktır” ifadelerini kullandı.

    Bu uyarılara dikkat!

    Prof. Dr. Demircan, çarpıntı anında yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Panik atağa bağlı çarpıntıyı yönetirken atağı tetikleyen ortamdan öncelikli olarak uzaklaşmak gerekir. İlaç ya da çay içtiyse dinlenmeli, çok yorulup koştuğu zaman da kendini sakinleştirebilmeli. Kalp hastalığı varsa burada en önemli şey bilinç ve tansiyon durumudur. Bilinci kötü ve bayılma durumu varsa her halükarda bu kişinin acil servislere kaldırılması gerekmektedir. Hasta göğsünde şiddetli bir ağrı hissetmiyor, ciddi bir nefes darlığı yok, bilinen bir hastalığı yok ise, tansiyonu normalse kalp atışı yüksek de olsa derin nefes alarak, telkinle ya da istirahat ederek bu durumda kendisiyle baş etmesi lazım. Çok yüksek nabız atışlarında ve tansiyonu düşük durumlarda, göğüs ağrısı ve nefes darlığı varsa hekim kontrolünde düzeltilmesi daha doğru olur.”

    "Atriyal fibrilasyon felç yapabilir"

    Özellikle 65 yaşından sonra çarpıntı yaşayan insanların rutin bir elektrokardiyografi çektirmesi gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Sabri Demircan, “Ritim bozukluğunda yaşlı insanlarda kadın-erkek eşit ancak orta yaşlı ve genç bayanlar çarpıntılı yaşamaya daha meyilli olabiliyorlar. Belli bir yaştan sonra hiç şikayete yol açmayan bazı ritim bozuklukları olabilir ve bu bozukluklar seyrek yaşanmaz. Neredeyse 100 insandan 5’inde ritim bozukluğu var. Bu, insanlarda şikayete de yol açmayabilir. Atriyal fibrilasyon kişinin felç geçirmesine sebep olabilir” dedi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow