Sahura Kalkmadan Oruç Tutulur mu? Niyet Etmeden Oruç Tutulur mu?

Ramazan ayının başlamasıyla birlikte oruçla ilgili sıkça sorulan sorular da gündeme gelmeye başladı. Bunlar arasında Sahura kalkmadan oruç tutulur mu? sorusu ön plana çıkıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, oruçla ilgili sıkça merak edilen bu tür sorulara yanıt verdi. Peki, sahura kalkmadan oruç tutulabilir mi? Niyet etmeden oruç tutulur mu? İşte o detaylar...Oruç ibadetini yerine getirecek olanlar bazı sorulara yanıt arıyor. On bir ayın sultanı Ramazan'da oruç tutacak vatandaşlar sahura kalmadan oruç detayını ve niyetsiz orucun kabul olup olmadığını araştırıyor. Niyet, oruç tutmanın, yalnızca Allah rızası için yapıldığını ve kişinin o gün oruç tutmaya karar verdiğini belirten bir ifadedir. Diyanet İşleri Başkanlığı'na göre, oruç tutabilmek için sahura kalkmak sünnettir, ancak oruç tutmak için sahura kalkmak zorunlu değildir. Yani, bir kişi sahura kalkmadan da oruç tutabilir, ancak sahura kalkmak orucun sevabını artıran bir davranış olarak önerilir. Sahur, oruç tutan kişinin gün boyu enerjik kalmasına yardımcı olacak bir öğün olduğundan, müminler sahura kalkarak bu faydalı uygulamayı yerine getirmeleri tavsiye edilir. Sahur yapılmadan tutulan oruç geçerli olur, ancak daha fazla fayda sağlamak amacıyla sahur yapmak, İslam'da tavsiye edilen bir davranıştır. Niyet Etmeden Oruç Tutulur mu? Niyet etmek orucun şartlarındandır. Niyetsiz oruç sahih değildir. Kalben niyet etmek yeterli ise de niyeti dil ile ifade etmek menduptur. Oruç için sahura kalkılması da niyet sayılır.Niyet etmek orucun şartlarındandır. Niyetsiz oruç sahih değildir. Kalben niyet etmek yeterli ise de niyeti dil ile ifade etmek menduptur. Oruç için sahura kalkılması da niyet sayılır. Sahur yemeği, oruç tutacak kişilerin imsak vaktinden önce gece yedikleri yemektir. Hz. Peygamber (s.a.s.) sahura kalkmış ve bunu ümmetine de tavsiye etmiştir (Buhârî, Savm, 19-20 [1921, 1923]; Müslim, Sıyâm, 45-47 [1095-1097]). Resûl-i Ekrem (s.a.s.), sahur yemeğinde bereket (Buhârî, Savm, 20 [1923]; Müslim, Sıyâm, 45 [1095]) olduğunu ifade etmiş ve sahur yemeğinin, Müslümanların orucu ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli farklardan biri olduğunu belirtmiştir (Müslim, Sıyâm, 46 [1096]). Onun sahurla ilgili söz ve uygulamalarından hareketle fakihler, sahura kalkmanın ve sahuru geciktirmenin sünnet olduğunu söylemişlerdir (Kâsânî, Bedâî, 2/105). Âlimler, sahurun oruca dayanma gücü verdiğini, maddî-manevî bereketlere vesile olacağını bildirmişlerdir. Çünkü kişi sahura kalkmakla seher vaktini uyanık geçirmiş ve bu vakitte hem dua hem de istiğfar etmek suretiyle cennet ehlinin özelliklerine sahip olmuştur (ez-Zâriyât, 51/18). Bu şekilde manevî lezzetlerle başlanan oruç daha canlı, daha şevkli tutulur. Bu tür maddî-manevî bereketleri olan sahur, ihmal edilmemelidir.