Isuzu D-Max Transanatolia’ya hazır

Dünyanın en zorlu yarışlarından biri olan Transanatolia Rally Raid, 4-11 Ağustos tarihlerinde İzmir’de başlayacak, Anadolu’yu dolaşıp yine İzmir’de, Efes’te sona erecek.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Türkiye’nin ilk ve tek pick-up üreticisi Anadolu Isuzu, ülkemizde 8 yıldır düzenlenen ve dünyanın en zorlu rally raid yarışlarından biri olarak gösterilen Transanatolia Rallisi’ne ilk kez kadın yarış pilotlarıyla katılıyor. Türkiye’de üretilen ve yarış aracına çevrilen Isuzu D-Max, roll cage sistemi, performanslı motoru, yarış direksiyonu, yarış koltukları ve özel yeşil rengiyle Transanatolia 2018’in favori araçlarından biri olacak. Güçlü ve dayanıklı şasi alt yapısını 4x4 çekiş sistemiyle birleştiren Isuzu D-Max’in pilot koltuğunda Yeşim Nur Mantaş ve Co-Pilot koltuğunda Pınar Çelikel oturacak.
7 günde toplam 2850 km’lik parkuru aşacak olan Anadolu Isuzu kadın yarış pilotları, yarışa İzmir’den başlayacak, sırasıyla Kütahya, Ankara, Kayseri, Nevşehir, Niğde, Karaman, Burdur, Denizli üzerinden gidip yine İzmir’de Efes’te yarışı sonlandıracak.
Anadolu Isuzu Yarış Takımı pilotları Yeşim Nur Mantaş ve Pınar Çelikel, Türkiye’de 2015 yılından bu yana BajaAnatolia, Rally Halikarnasos, Rally Antiphelos ve Transanatolia yarışlarına katılırken, 2017 yılında düzenlenen Rally Antiphellos’ta Yeşim Nur Mantaş “En İyi Kadın Otomobil Sürücüsü”, Pınar Çelikel ise “En İyi Kadın Co-Pilot” seçildi.
Dayanıklılığı ve performansıyla ön plana çıkan Isuzu D-Max ile yarışacak olmaktan mutluluk duyduklarını belirten Yeşim Nur Mantaş, “Transanatolia Rally Raid, çok zorlu arazi şartlarında, dayanıklılık isteyen parkurlarda düzenlenecek. Bu zorlu etaplara mental olarak hazırlanmanın yanı sıra, dört çeker sisteminin ve şasisinin dayanıklı olduğu, 2850 km boyunca tüm yol şartlarında ilerleyebilecek bir otomobile sahip olmalısınız. Bizim avantajımız bu yolculuğa Isuzu D-Max ve Anadolu Isuzu ile çıkıyor olmamız” şeklinde konuştu.
Hafta sonu İzmir’de start alacak olan Transanatolia yarışının bir diğer önemli özelliği ise, Türkiye’nin kültürel ve tarihi mekanlarının öne çıkarıldığı bir rota üzerinde düzenlenecek olması. Yarışmacılar bir gün göl kenarında kamp yaparken, diğer gün Roma döneminden kalma tarihi eserlerin içinden geçerek yarışacak. Sagalassos’tan, Salda Gölüne, Hierapolis’ten Ihlara Vadisi’ne kadar onlarca doğal güzelliğin içinde geçerek yarışı tamamlamaya çalışacak.