"Zeki Müren'in tek aşkı bir subaydı"

Sanat güneşi Zeki Müren yaşasaydı 87 yaşında olacaktı. 6 Aralık doğum günüydü. Bir süredir Radi Dikicinin kaleminden Zeki Mürenin hayatını anlatan Aşkın Kavurduğu Güneş Zeki Müreni okuyorum. Büyük sanatkâr bu kitapta tüm yönleriyle tam bir insan olarak ele alınmış; yani iyisiyle kötüsüyle, cimriliğiyle bonkörlüğüyle, kindarlığıyla acılarıyla, hırsıyla tutkusuyla... Karşınızda günahları ve sevapları ile Zeki Müren...Aşkın Kavurduğu Güneş Zeki Müren Kitap son derece sansürsüz yazılmış ve şaşırtıcı bölümler var...Zeki Müreni yazmayı hiç düşünmemiştim aslında. Müzeyyen Senarın biyografisini yazarken kendisiyle sık sık Zeki Müren hakkında da konuşmuştuk. Çok yakınlardı ve anlattıkları Zeki Müreni sorgulamama neden oldu. Hakkında eski yazılanlar birbirinin tekrarından başka bir şey değildi. Zeki Müren ile ilgili böyle bir kitap yoktu. Olması gerekiyordu. 25 yıl Zeki Mürenle aynı evde yaşayanlar bana ilk kapıyı açan kişiler oldu. Ev hayatını bilmeden Zeki Mürenin nasıl bir insan olduğunu bilmeniz mümkün değil. Aslında Zeki Müren ile ilgili ona çok yakın olan yardımcıları Berrin ve Ümran Hanıma çok kitap teklifi gelmiş...Evet, ama korkunç taleplermiş. Öyle şeyler anlatın ki Zeki Müreni batıralım tarzında. Onlar da bunu hiçbir zaman kabul etmemiş. Çakıl Gazinolarının sahibi Nevzat Bey bile, Lütfen yazın Zeki Müreni. O buna layık çünkü dedi. Zeki Müren ile ilgili hiç kimseyle de konuşmamış Nevzat Bey. Bana Seve seve anlatacağım dedi. Bu kitapta Zeki Müren ile ilgili yazılanların neredeyse tümü ilk kez gün ışığına çıkıyor Bir kısmı da hayli kötü.İnatçılığı, kıskançlığı, kindarlığı, hasisliği, zaafları, ulaştığı yerde tek olma arzusu... Bazen de anlaşılmaz bir gönül zenginliği sergileyip, aşık olduğu zaman onu sonuna kadar yaşayan biri... Ben çok pinti, çoğunlukla asosyal, bazen agresif bir adam gördümÇok daha fazlası. Zeki Müren tek çocuk. Çocukluğunda annesi ve babası tarafından hiç sevilmemiş. Hep dışlanmış. Dışarıdan anneci gibi görünse de, annesi Zeki Müreni hiç sevmemiş. O da anne ve babasını... Adnan Şensese takmış desek yeridir. Neden?Zirvede tek olmak istediğinden. Mesela Zeki Çetinin de önünü kesmiş. Kara listeye almış hepsini. Ama Bülent Ersoyun yükselişini durduramamış. Ve hissetmiş onun yükseleceğini. Bir şeyi kaçırmış sadece. 1980de nereden bilsin ki, Bülent Ersoy yasaklı olacak! Dokuz yıl yasaklı kaldı Ersoy. Ancak Zeki Müren sahneyi zirvede bırakmak mecburiyetindeydi. Ses tellerinden ameliyat olmuştu. 45 gün sahnede kalması mümkün değildi. Avans gönderiyorlar ona sahneye çıksın diye. Kalp krizi numaralarıyla iade ediyor. 1972de Maksimi bırakmasının en büyük nedeni Bülent Ersoydur. Peki, Bülent Ersoy Zeki Müreni sevmiş mi?Hayır, açık ve net olarak Zeki Müreni hiç sevmediğini söylemiştir. Ama saygı gösterdiğini de belirtir. Kim yardım etmiş ona?1960a kadar Zeki Mürenin arkasındaki en büyük destekçisi, aileye yakın bir iş insanı olan Hayri Bey. Zeki Mürenin elinden o tutmuş. Cinsel yöneliminin farklı olduğunu anlamış. Üniversiteye giderken ona ev, araba ve yardımcı tutmuş. Hayri Bey olmasaydı Zeki Müren olur muydu, şüpheliyim. Bir de yardımcısı Berrin Hanım. O da müthiş destek olmuş Zeki Beye. Eli, kolu, ayağı olmuş. Zeki Müren de Berrin Hanımı evladı gibi sevmiş. Ama Zeki Müren ve Berrin Hanım davalık olmuştu. Neden?Zeki Müren hep en yakınlarından intikam almış. 25 yıl sonunda bütün çalışanlarını yanından kovmuş. Yıllarca sigortalarını yaptırmamış. Ev, araba vaadini tutmamış. Bir günde hepsini kovmuş. Haklarını vermemek için de hırsızlık iftirası atmış. Ama onların bunu yapmadığı ispat edilmiş. Çünkü Berrin Hanım, Zeki Müreni çok iyi tanıdığı için aldığı her şeyin belgesini tutmuş. Sadece yardımcılarıyla da uğraşmamışEvet, Zeki Müren özellikle sanat hayatında yoluna çıkacak hiç kimseyi yaşatmak istememiş. Tüm bunların altında anne baba sevgisi görmemesinin acısı var Onlar neden sevmemiş ki tek çocuklarını?Büyük ihtimalle cinsel yönelimi sebebiyle. Özellikle de babası... Liseyi bitirdikten sonra anne ve babasına Ben üniversiteye gitmek istiyorum diyor. Babasının cevabı şöyle oluyor: Lise yeter. Âlim mi olacaksın? Zeki Müren Hayri Beye vefa borcunu ödedi mi?Hayri Bey 1960 yılında Odalar Birliği Başkanıydı. Oradan Selimiyeye alınmış üstündekilere el konmuş. Aklına ilk gelen şey, Zeki Beye telefon etmek. Zeki Bey ise telefona bile çıkmamış. Büyük bir vefasızlıkO sırada masanın üzerinde de 10 bin lira duruyormuş. O dönem çok büyük para. Hayri Bey, şeker hastası olduğunu, 2 bin liranın bile yeteceğini söylemiş. Ama vermemiş. Bunların hepsi kitapta var. Zaten mal varlığını da olduğu gibi bağışladıZeki Müren son derece vatanseverdi. Bu ülkede kazandığımı bu ülkede harcarım,buraya bırakırımderdi. Onun hakkında araştırma yaparken sizi en çok şaşırtan şey ne oldu?Sürekli tedirgin bir insandı. Gazinoda bir masayı boş görürsem intihar ederim derdi. Her akşam masaların yüzde yüz dolması gerekiyordu. Ama hakikaten de dolduruyordu. Bir keresinde şöyle bir olay olmuş: Zeki Müren sabah saat 08.00de kalkıyor. Bütün günlük gazetelerden haberler salona yere yayılıyor. Bülent Ersoyla ilgili çok haber görünce, o gazeteyi alıp hırsla ayağıyla eziyor. Cihangir saunası onun için bir dönüm noktasıymış. Neden?Tek aşkı orada başlıyor çünkü. Arkadaşı evlenme hazırlığında olan heteroseksüel biri aslında. Uzun boylu, yakışıklı bir subay. Adı Kürşat. Zeki Mürenin sadece sesine aşık. Onunla tanışma amacıyla saunaya gidiyor. Gayet dostane bir şekilde yani. Ama Zeki Müren onu görür görmez aşık oluyor. Şöyle anlatıyor: Ben sekiz sene, büyük sarhoşluk içinde bir aşk yaşadım. Allah bana bir daha öyle aşk nasip etmesin. Çünkü kalbim bir daha dayanamaz aşkın öylesine. Ben sahneye çıktığım zaman ya da bestelerimi yaparken sadece onu düşünüyordum. 20 bin kişiye şarkı söylemiyordum ben, sadece ona söylüyordum. Düşünün artık nasıl bir aşk! Çok da gizlenmemiş bu ilişki. Duyulmuş. Zaten duyulduğunda askerlikten ayrılıyor. O zaman bitiyor. Ayrıldıktan sonra Kürşat Bey evlenip, iki çocuk sahibi oluyor. Ama bütün ömrü boyunca ilişkileri hep devam ediyor. Aşk yaşadığı kişi bir asker. Ve askerliği Zeki Müren yüzünden bitiyor, öyle mi?Evet. Bence Zeki Müren çok şanslı bir insan. Çünkü böyle büyük bir aşk yaşamak herkese nasip olmaz. Berrin Hanım diyor ki, Sanki okul çocuğu gibi el ele tutuşup yağmurda dolaşırlardı. Bir olay daha anlatayım: O dönem zaman zaman Türkiyenin problemleri oluyor. O beyefendi de askeri pilot. İzinleri kaldırıyorlar. İki hafta gidemiyor Zeki Mürenin yanına. Müren de çıldırıyor, Yoksa bir kadına mı aşık oldu? diye. Sonra birden geliyor. Adam sırf onu görmek için sağlam dişini çektirmiş ve iki günlük izin almış. Yaşamının son yıllarına dair ne söylersiniz?1931de doğdu, 1980de sahneleri terk etti. Bana göre Zeki Müren intihar etti. Ama kalp krizi geçirdiği zaman TRT İzmir Te levizyonunda elinde ok uyacağı şarkıların listesi vardı. Ölümü düşünen adam neden şarkı listesiyle gitsin?Sevgi Hanım intihar ettiğini düşünüyor, son bir büyük gösteri yaparak... 24 Eylül 1996da öldü. Sevgi Hanımın aktardığına göre şöyle demişti: Bugün bir film çevirsem nasıl bir rolde oynamak isterdim biliyor musun? Henüz alkışlar devam ederken, henüz hayranlarıyla kapısı dolup taşarken, henüz günde yüzlerce mektup alırken ölen bir bestecinin hayatını oynardım. Ve genç yaşında geçirdiği büyük bir aşkın kabus halinde tekrarlamasından dolayı intihar eden bir besteciyi oynardım. İntihardır büyük olay. Kuvvet ister. Allahın verdiği canı muhakkak Allah almalıdır ama bir başkaldırıştır, isyandır. İnsan yaşadığı yılları kafi görüyorsa, pekala ömrüne de son verebilir. Böyle bir senaryo düşündüm.