Reşat Nuri Güntekin’in ölümsüz eseri “Yaprak Dökümü” dizi uyarlaması olarak Kanal D’de yayınladığı 2006-2010 yıllarında reytingleri alt üst etmişti. Dizinin kadrosunda yıldız isimler vardı:Halil Ergün, Güven Hokna, Bennu Yıldırımlar, Deniz Çakır, Gökçe Bahadır, Fahriye Evcen... Tekrarları hâlâ aynı heyecanla izlenen dizide Sedef rolünü Seda Demir canlandırıyordu. Demir, Marmara Üniversitesi Fransızca Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde okurken nasıl oyunculuğa geçiş yaptığını şöyle anlatıyor:“Orta halli bir aileden geldiğimden üniversitedeki harçlığım için arkadaşlarımla anketörlük gibi işlere başvurmaya karar verdik. Bir arkadaşımız bazı reklamlarda oyunculuk yapıyordu. Arkadaşlarım da beni oyunculuğa çok yakıştırıyordu ama utanıyordum açıkçası. Çok çekingendim. Bir şirkete anketörlük için başvuracağımı zannederken arkadaşlarım, beni kandırdı ve oyunculuk ajansına yazdırdı. Gittiğim tüm reklam seçmelerinde son 3’e kalıyordum. ‘Yaprak Dökümü’nden hemen önce bir dizi için deneme çekimine çağırdılar. Orada bir yerden sonra doğaçlama yapmamı istediler. O zamanlar doğaçlamanın da tam olarak ne olduğunu bilmiyordum. Zannettim ki kendi erkek arkadaşımı anlatmam gerek. Derken çok doğal bir oyunculuk çıktı. O çekim Ay Yapım’a gitti. Yönetmenimiz beni beğenmiş. Hem tipimi hem de oyunculuğumu, her şey o şekilde başladı. Projenin başında çok tedirgindim. Ne seti biliyorum ne sahneleri ne de oyunculuğu...”Demir, “Aileniz oyunculuk yapmanıza nasıl yaklaştı? Bunu gelip geçici bir şey mi sandılar?” sorusuna şu yanıtı veriyor:“Tabii... Beni figüran sanıyorlardı ta ki diziyi izleyene kadar. ‘Bu böyle değilmiş, sen bayağı ana kadrodasın’ diye şaşırdılar. Bir karar aşamasındaydım, oyunculuk mu yoksa okuduğum okulun kariyeri mi gibi git gel yaşadım. 21-22 yaşlarındaydım ve ikinci sezonda artık oyunculuğun hayatımda olmasını istediğime karar verdim. Daha da ciddiye alarak oyunculuk derslerine başladım.”
Kavgadan ve gürültüden uzak bir kadroyduk
Seda Demir, “Yaprak Dökümü” dizisiyle hayatındaki her şeyin değiştiğini söylüyor: “O zamanlar dizi oyuncuları çok fazla tanınmıyordu. Ben de şunu düşünmüştüm eğer dizi ilk sezonda biterse kendi işimi yapacaktım. Ama ne zaman ki ikinci sezon oldu o saatten sonra kendi işime dönüş yapmak da artık zordu.”Oyuncu, setin ilk ve son günü arasındaki farkı şöyle anlatıyor:“İlk gün gerçekten ne yaptığımı hiç bilmiyordum. Sağ olsun yönetmenimiz Mesude Erarslan çok yardım etti. Oyuncu koçu ile çalıştım. Çok farklı bir dünyanın içinde gibiydim. İlk sahnemde Ali Rıza Bey’in evine börek götürüyordum ve tüm kadro oradaydı. Çok vurucu bir sahneydi. Ama herkes yardımcı oldu. Onların yardımıyla da 5 sezon oynadım. Güzel bir aile ortamının olduğu bir setti. Kavgadan ve gürültüden uzaktı.”Demir, dizinin yayınlandığı dönem yolda yürümekte zorluk yaşadığını otobüse bile binemediği dile getiriyor:“Tanındığımı, dizinin birkaç bölüm sonrası sokağa çıkar çıkmaz fark ettim. Okulum Tarabya’daydı ve otobüs kullanıyordum. Otobüse bindiğim an herkes bir anda bana bakıyordu. Başka bir dünyanın içinde gibiydim. Oyunculukta sete adım atıp sahne tozunu yuttuğunuz zaman dönüşü olmuyor. Ondan sonra karar verdim oyunculuğa ve böyle devam etti.”Oyuncu, “Dizi bittiğinde ne hissettiniz?” sorusuna şu yanıtı veriyor:“Boşluğa düştüm. Çünkü dizi boyunca okulum da devam ediyordu. Sette boş bulduğum her an ders çalışıyordum. Dizi bitince okulum da bitti. Kala kalmıştım. Çok uzun sürmeden başka dizi başladı. O sırada dinlenmem mi gerekiyordu, bilemedim.”