Ünlülerin sabah saatleri nasıl geçiyor?

Ünlülerin sabah saatleri nasıl geçiyor? Bu sorunun yanıtını arayan Marie Claire dergisi tam da o saatlerde ünlülerin kapılarını çaldı...Metin Akdülger - Oyuncu: Aslında rutin bir uyanma saatim yok, genellikle o sırada meşgul olduğum şeyler bunu belirler. Sabah 05.00te kalktığım da olur, öğleden sonra 17.00de de ama sabah sessizliğinde uyanmak tercihim. İlk yaptığım da hemen müziği açmak olur, müzikle biraz kendi halimde çıldırırım. Sabah, benim için yeni tanıştığım biri gibi; heyecan verici, ilginç ama tabii gün içinde rengini belli eder. Sabahları düşünmeyi çok sevmem, müziğe bırakırım kendimi, bir nevi meditasyon hali! Aydınlık, az eşyalı ve ferah bir odada gözlerimi açıyorum. Hava güzelse ışık olmayan sessiz ve yıldızların net göründüğü bir yerde uyumak da çok güzel bir duygu... Sabah yalnızlığını da severim, evde dans ederken çevrem boş olsun. Fidan Martinoviç - Oyuncu : Sağlıklı bir uyku için gerekli olan 8 saatten az uyumuşsam aksi biri oluyorum, ama genellikle uyku saatlerim çok düzenlidir. Uyanmak için en az üç alarm kuran biri olarak maalesef sabah insanı değilim. Uyanır uyanmaz duş alırım. Yoğun çalıştığım için uykunun ağırlığını üstümden atmam gerekiyor çünkü. Önce günlük planımı gözden geçiririm. Bu arada Michael Jacksonın They Dont Care About Usını dinlemek de harika olur. Ezgi Asaroğlu: Sabahları huzurlu olurum, kalkar kalkmaz camları açarım; gün ışığını ve taze havayı hissetmek beni istem dışı bir şekilde gülümsetir. Sabah favori içeceğim, soya sütlü cafe latte... Kahvemi içerken bahçede hayvanlarla zaman geçirmek de mutlaka yaptığım bir şey, benim meditasyonum. Nasıl bir odada gözlerimi açıyorum? Karanlık... Karanlıkta uyumak en doğal uyku ritmini sağlıyor; sabahları dinç uyanmamın bir nedeninin de bu olduğuna inanıyorum. Kendi evimde, kendi yatağımda uyumak harika. Evim evim güzel evim İsmail Ege Şaşmaz: Yarı uyuyor bir halim olur genellikle, sakin ve huzurlu olurum. İlk önce aynada kendime şöyle bir bakar ve güne hazırlanırım. Bir de gördüğüm rüyayı hatırlamaya çalışırım. Perdenin arasından içeri hafif güneş ışığı giren, sakin bir odada güne başlıyorum. En çok da kendi yatağımda uyumayı seviyorum. Başka arkadaşlarımda kaldığımda yatağımdaki kadar rahat uyuyamam. Sabah yalnızlığını da çok seviyorum sanırım. Favori sabah şarkım ise Here Comes The Hotstepperdır. ...Bu ara rüyalarımın peşindeyim. Bir kısmını hatırladığım rüyaların tamamını hatırlamaya çalışıyorum ama sabah pek verimli değil bunun için, geceleri tamamlanır o rüyalar kafamda mutlaka. Odam perdeler açılana kadar oldukça karanlıktır. Gözlerimi açtığımda ağzında oyuncağıyla beni bekleyen köpeğim Snoppy de mutlaka etrafımdadır. Mine Tugay- Oyuncu : Hemen yataktan kalkmayı seven biri değilim, o yüzden alarm hep 45 dakika önceye kuruludur. Uykumu almışsam çok enerjik ve mutlu olurum. Yeni günü karşılamak için sabırsızlanırım ama alamamışsam güne karışmam zaman alır. Sabahları küvette zaman geçirmeye bayılırım, senaryo çalışırım. Bir de mutlaka evin içine iyi müzik dağılır. Earl Grey çay içmek de bir başka sabah keyfim... Hakan Meriçliler: Sabah insanıyım. Yüzüm hep güler. Çok neşeli ve enerjik uyanırım. Müzik dinlerim, kahve içerim. Sabah keyfini çok severim. Odamda da bir kahve makinem var. En sevdiğim, bir şeyler atıştırarak kahve içmek sanırım. ...Sabah benim için yaşadığıma delalet, tatlı bir uyanış demek. İlk olarak da günün programını düşünürüm. Evim bahçe katında. Yeşillikler ve kuş sesleri arasında uyanıyorum. En iyi sabah şarkısı mı? Dave Brubeckten 'Take Five'. Daha iyisi pek gelmez! Teoman Kumbaracı - Müzisyen/ Oyuncu: Günde dört beş saat uyurum. İki, üç haftada bir de uzun uyku... Sabahları sinirli değilimdir ama sessizliği severim. Sabah insanı sayılmam. Belki uyandıktan yarım saat sonra tam iletişime açık hale gelirim. Televizyonum yok, o nedenle ne gece ne de gündüz televizyon seyreerim. Genellikle gitar çalışırım. Gazeteleri okurum. Çamaşır, bulaşık, ev temizliği gibi gündelik işlerimi tamamlarım. Ekmek yaparım. Her gün kahve yaparım. Evim küçücük olduğu için çabucak biter işlerim. Zaman varsa bahçede bir kahve daha içerim. Sabahları pek düşünebilen biri değilim, omurilik soğanıyla hareket ederim! Yani yürüyebilirim, kahvaltı hazırlayabilirim; ancak böyle basit işlerimi yapabilirim. Sonra yavaş yavaş açılırım. Genellikle de kendimi komik bulurum hareketlerimden dolayı. Küçük bir odada ve ranzada gözlerimi açıyorum. Yanımda biri olsa bile en azından ilk 10 dakika sessizliği tercih ederim. Yine de istisnai de olsa çok neşeli, hareketli ve yerinde duramayan biri olarak uyandığım olur.