◊ İzliyor mu seni televizyonda? - İzliyor. Küçükken beni televizyonda gördüğü zaman çığlık çığlığa kaçıyordu. “Adam hem burada hem orada nasıl oluyor” diye korkuyordu. Buna alışması uzun zaman aldı. Şimdi pek önemsemiyor. Fazla da izlemiyor. Sevmiyor. Herhalde sokağa çıkınca 15 adımda bir fotoğraf çektirmek istiyorlar ya, ondan. ◊ Sevmiyor mu o seremonileri?- “Öf, hadi ben çekeyim de bitsin” falan diyor. Ben de ona insanları geri çevirmememiz gerektiğini, babasını sevdiklerini anlayacağı dilde anlatmaya çalışıyorum. Ama o, babası kendisine kalsın istiyor.◊ Nasıl bir gelecek hayal ediyorsun onun için? - Mutlaka sanatın bir dalıyla uğraşmasını istiyorum. Sanatla uğraşmak insanı korur, nefes aldırır, empati kurmasını sağlar. ◊ Senin başarının sırrı da empati yeteneğin mi acaba?- Konservatuvarda Yıldız Kenter Hocam bize “Sokağa çıkın, yoldan geçen insanları izleyin” ya da “Ne izliyorsanız, ne okuyorsanız, sizden sadece oradaki insanların yerine kendinizi koymanızı istiyorum” derdi. Sonra izlediğim her filmde, okuduğum her kitapta “Ben bu adamın yerinde olsaydım” diye düşünmeye başladım. Ailemin içerisinde yaşanan bir olayda kendimi annemin, babamın, kardeşimin yerine koydum. Ve baktım ki hoca bize çok büyük bir anahtar vermiş. Bizim mesleğimiz de bu; bir başkasını oynuyoruz hep...