Silahların gölgesinde “Türkiyem”i okudum
Müşerref Akay, kariyerinin dönüm noktası olarak “Türkiyem” şarkısını gösteriyor:“Koyu Atatürkçü bir kadınım. Bu şarkı kariyerime kariyer kattı. Bir ayrıcalık oluşturdu. ‘Türkiyem’ ile bayrak bir elbise oluşturdum. Bayraklı kıyafetimin çizimini de ben yaptım. 40 yıl değil aradan 140 yıl geçse ‘Türkiyem’ yine söylenir.” Sanatçı, “Şarkının bir dönem yanlış anlaşıldığını düşünüyor musunuz?” sorusuna ise şu yanıtı veriyor:“Kartal’daki bir festivale çıkacaktım. 10 kişilik genç bir grup gelip ‘Sahneye çıkarsa biz onu vuracağız’ demiş. ‘İstersen vazgeçebilirsin’ dediler. 88 yılıydı... Hürriyet, ‘Silahların gölgesinde Türkiyem şarkısını okudu’ diye başlık attı. Böyle bir şeyi kabul etmeyerek sahneye çıkacağımı söyledim. Sonra İstiklal Caddesi’nde gençlerle görüştüm. Onlara dedim ki ‘Hürriyetinizde TC yazmıyorsa size hak vereceğim. Ama TC yazıyorsa hiçbir şekilde hak vermeyeceğim.’ Hiçbiri ses çıkaramadı tabii ki... Ardından ekledim, ‘Bu toprağın ekmeğini, suyunu, her şeyinden faydalanıyorsunuz. Nedir bu?’ ‘Sizin şarkınızla bize işkence yapıldı’ dediler. Ben işkence için yapılmış bir şarkı yapmadım ki... Bunu kim yaptıysa tüm yüreğimle kınadım. Ben ‘Türkiyem’ için bu şarkıyı yaptım. O konserde de 175 polis beni korudu. Bir işi yapınca arkasında durmak lazımdı. ‘Türkiyem’ şarkısını okuduğum için vurulacaksam vurulurdum. Türkiye çok büyük bir ülke ve güç her zaman.”
Yılmaz Güney’in attığı tokadı asla unutamam
Müşerref Akay, plak çıkarsa da sahneden önce film çalışmalarına başlıyor. Sanatçı, 1971 yılında Yılmaz Güney’in “Baba” filminde rol alıyor:“Film ile Altın Koza’dan ödül aldık. Sonra diğer ödüllü filmler geldi. 25 film çektim. O dönemin ünlü jönleriyle başrol oynadım. Kadir İnanır, Serdar Gökhan, Cüneyt Arkın... En son filmim ‘Türkiyem’ oldu.”Müşerref Akay, 1972 yapımı “Hayatımın En Güzel Yılları” fillminde Cüneyt Arkın’la rol almıştıAkay, Yılmaz Güney ile çalışmayı ise bir anısıyla şöyle anlatıyor:“Yılmaz Güney’le çalışmak çok keyifliydi. Fakat bana tokat atmasını asla unutmam. Sabah saat 3’te sete gittik. Hava buz gibiydi. Film Filiz Akın’ın yalısında çekiliyordu. Ağlamam gereken bir sahne vardı. Çok uykum olduğundan ağlayamamıştım. Yaşım da 18. Rahmetli Gani Turanlı da kameramandı. İkisi birbirine baktıktan sonra Yılmaz Güney, ‘Tut demirleri ve bana bak’ dedi. Bana bir tokat attı. Hemen ağladım.‘Sakın kesme’ diye bağırdı. ‘Stop’ deyince de harika olduğunu söyleyip özür diledi. Bana çikolata aldı ve ‘Bunu yapmak zorundaydım’ dedi.”