Tuğçe Aral: Güzellik için her şey yapılıyor ama bu kadarı da fazla artık

Kariyerine İngilizce öğretmenliği yaparak başladı. 2010 yılında bayan bacak unvanı sonrasında hayatı değişti. Ufak çaplı defilelere çıktıktan sonra podyumların aranan ismi haline geldi. Modellik ve sunuculuk yapmaya başladı. Sonrasında da durmayıp, şarkı çıkardı. İnanılmaz bir enerjisi var. Şimdilerde de bir filmde başrol olarak göreceğiz. Türkiye onu en uzun bacaklı model olarak tanıyor. Tuğçe AralTuğçe Aral, 2010 yılında bayan bacak unvanını aldıktan sonra birçok kişinin ve markanın ilgisini çekti. Çünkü güzelliği ile fark edilmeyecek gibi değildi. 2013 yılında da Best Model Of Turkey modellik yarışmasına katıldı. Türkiyenin Best Swimsuiti seçildi. Sonrasında defilelere çıkmaya başladı. Kendini yenilemekten sürekli güncelledi. Tiyatro, diksiyon ve sunuculuk eğitimleri aldı. Birçok ödül gecesinin sunuculuğunu yaptı. Aynı zamanda da tv kanallarında da boy gösterdi. Tuğçe Aral, 2014 yılında Miss Freedom Of Turkey güzellik yarışmasına da katıldı. Bu yarışmada Kraliçe oldu. Tescilli güzel, birçok güzellik ve modellik yarışmasında jüri üyeliği yaptı. Şimdi ise bir filmde başrol olarak göreceğiz. Önümüzdeki ay sizi başrol olarak göreceğiz. Heyecanlı mısınız?İlk projem olacak sinema alanında...Elbette tatlı bir heyecan var. Yaptığım işler Mankenlik, şarkıcılık, sunuculuk Hepsi göz önünde ve sahnede olan işler ama oyunculuk başka Oyuncu koçumla sıkı bir şekilde çalışıyoruz.Nasıl bir karakter göreceğiz?Komik bir karakter diyelim. Komedi filmi olacak zatenSon şarkınız Sallaya Sallayanın klibinde adeta defile yaptınız. 1.5 milyon TLyi aştı dediniz. Beklentinizi karşıladı mı?Evet, aksesuarlarım çok pahalıydı ve elbiselerimden birkaçı aynı şekilde...Beklentimi pek karşılamadı ama alıştık artık bizim sektöre. Birkaç isim dışında tamamen şişirilmiş ve satın alınmış tıklanmalar, izlenmeler oluyor. Zaten şarkıcılıkta da ben çok iyiyim demedim hiçbir zaman. Eğri oturup doğru konuşmak gerek. Benim hayatım mankenlik, modellik, podyum bunlar benim için aşk...Bir de sunuculuk tabii ki. Geçen günlerde bir güzellik uzmanı size anne sütü önermişti. Cildi yeniliyor ve besliyormuş. Siz de bir bebeğin hakkına giremeyeceğinizi söyleyerek reddetmiştiniz. Karşı tarafın tepkisi ne oldu?Şaşırdı. Para karşılığı sütünü satamayınca da biraz hayal kırıklığına uğradı... Günümüzde güzellik için her şey yapılıyor ama bu kadarı da fazla artık. Yok sünnet derisi, ayı kanı, yılan zehri falan hadi her şey yapılıyor. Ama bir bebeğin en önemli ihtiyacı olan ve çok kutsal gördüğüm anne sütünü de böyle bir amaçla kimse kullanmasın bir zahmet.Rutin bakımlarınız neler? Güzelliğinizi neye borçluyuz?Sürekli güzellik merkezlerine gidip bakım yaptıran bir tip değilim açıkçası...Yüz olarak biraz akne izlerim var. Yüzümde hiçbir ameliyat, operasyon yok. Tek operasyonum meme protezi. Ama fizik için kesinlikle genetik şans diyeceğim klişe gelecek ama annemle aynı kıyafetleri giyiyoruz aynı bedeniz... Sporda bile pek istikrarım yok. Hamur işlerini de yerim yerim kilo almam. Benimki gerçekten genetik :)Hangi ünlüyle hayatınızı değiştirmek isterdiniz? Neden?Hiç kimseyle. Hayatımdan çok memnunum. Hep şükrettim, hep mucizelerle karşılaşıyorum. O yüzden hayatımı kimseyle değiştirmeye ihtiyacım yok. Son zamanlarda başınıza gelen en garip şey neydi?Bunu birkaç yıl önce de yaşadım. Ama 4 ay önce daha tuhafı başıma geldi. Bir dizide baş karakterlerden birisi olmam için bana teklif gönderdiler, görüşmeye gittim. Sıra sözleşmeyi imzalamaya gelince bana toplantı sonrası evine geçmeyi teklif etti. Ben bu teklifi saçma bulduğumu söyleyince açık açık eğer eve gelmezsem rolü alamayacağımı söyledi. Böylesine pişkin olması üzerine sinirlerime hakim olamayıp suratına masadaki su dolu bardağı fırlattım. Ağzıma geleni de saydım, orayı terk ettim. Bütün çalışanlar şaşkınlıkla bana baktı. İnsanları giyimlerine, mesleklerine, dış görünüşlerine göre değerlendirmek hiç bitmiyor maalesef. Ya da herkesi alıştıkları insanlar gibi zannetmeleri...