Parasını verdik, aldık, Türkçeye çevirdik!
◊ Yazın Antalya’da 50 dereceye ulaşan sıcaklarda çekim yaptınız. Zorlandınız mı?Tolga Çevik: Sıcak, oyuncular için hoş bir şey değil. Çünkü çok tatlı dilli, güzel yüzlü olman lazım ama 50 derecede kulağından nefes alıyorsun! (Gülüyor) Dolayısıyla sıcaklarda perişan olduk. Ama filmi seyredince hiçbir şey anlaşılmıyor.Melis Birkan: Sen sorunca hatırladım ben de şimdi, off gerçekten çok sıcaktı.◊ “Sen Benim Her Şeyimsin”in bir Meksika filminden uyarlandığı açıklandı ama yine de sosyal medyada ‘çalıntı’ dedikoduları dolaştı...Tolga Çevik: Ay Allah aşkına! Hâlâ kontörüyle mesaj ve tweet atan arkadaşlar var; “Siz filmi çalmışsınız” diye. Uyarlama demek o işte. Parasını verdik, aldık, Türkçeye çevirdik. Meksika’da çok ciddi beğeni kazanmış, hatta dünya çapında 104 milyon dolar hasılat yapmış bir film bu. Çok güzel bir hikaye.
Tam büyümemiş bir erkek Sedat
◊ Melis Hanım, siz kızını eski sevgilisine bırakıp giden Pınar’ı canlandırıyorsunuz. Kötü bir anne mi Pınar?Melis Birkan: Bir taraftan bakıldığı zaman öyle. Ama tahmin edemediği bir hamilelik yaşayıp çocuk doğuran, bununla başa çıkamayan bir anne aslında. Hangi koşullar altında çocuğunu bıraktığını bilmiyoruz. O yüzden ben kötü olduğunu düşünmüyorum.Tolga Çevik: Kötü anne gibi gözüküyor ama aslında kötü anne değil. Anne, filmin ikinci yarısının acıklı tarafı.◊ Peki Sedat nasıl bir baba?Tolga Çevik: Sedat dünya erkeği! ◊ Tek gecelik ilişkiler yaşayan biri...Tolga Çevik: Ya öyle dememek lazım. Bu çok göz önünde tutulması gereken bir konu değil. Tam büyümemiş bir erkek Sedat. Melis’in canlandırdığı karakterle tanıştığı andan itibaren hayatının seyri değişiyor.