"Eskiden filmi negatife çekiyordun, şimdi kredi kartı gibi küçük bir çipe çekiyorsun. Eskiden iyi oyuncu, çok tekrarı olmayan oyuncuydu. Çünkü film pahalıydı. Şimdi aynı kartuşun üzerine 20 defa aynı sahneyi çekebiliyorsun. Dizilerde oynuyorum. Şimdi yönetmen olmak çok kolay. Bir sahneyi 8 açıdan çekiyor. İyi bir montajcıyla çok güzel filmler ortaya çıkarabiliyor. Bizde öyle sekiz açı çekmek mümkün değil, çok film yemektir o. Amerikalılar bunu yapardı ama biz yapamazdık. Çünkü maliyet ona göreydi. Eğer tekrarın azsa az hata yapan bir oyuncuysan, çekimlerde hata yapmıyor, film çok harcatmıyorsan değerli oyuncu olup paranı çıkartmış oluyordun. Şimdi sistem çok farklı, eski filmlerdeki sıcaklığı bulamazsın. Çünkü hikayeler güzeldi. Şimdi hikayeler, senaristler her şey çok farklı. Dünya bu, gelişiyor. Çağ değişiyor ona uymak zorundasın. Hep eskiyi özlüyoruz, tadı damağımızda her zaman." 'Bir yere gelmek için para para diye diretemezdik'Zaman zaman sahneye çıkmayı özlediğini anlatan Tarcan, film piyasasının enteresan insanlarla dolu olduğunu belirterek, "Sinema geçmişimize saygı duyup, bize daha farklı bakmaları gereken sektör şimdi öyle değil. Ben bu kadar başrol oynadım, şimdi dizilere çağırsalar ki bazen gidiyorum. Bölüm başı en fazla 15-20 bin lira alabilirim. Bana 15-20 bin lira vermektense 5 genç oyuncuya o parayı veriyorlar. Ekonomiyi kurtarmaya çalışıyorlar. Ben de film çevirdim, yarısının parasını alamadım. Yapımcı, 'Sana film yapıyorum ne parası istiyorsun' derdi. Biraz masraf verirdi, haklıydı çünkü biz de bir yere gelmek için 'Para para' diye diretemezdik. Eskiden anca yol masraflarımızı karşılayan paralar alırdık. Kendi elbiselerimi götürüp dolmuşla gidip gelirdim. Bir dönemden sonra para istemeye başlarsınız. Bunları çekerek bir yerlere geliyorsunuz ama günümüzde çok şanslı insanlar var" diye konuştu.