hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Siren Ertan: "Aradan 20 yıl geçti yine gündemim"

    Siren Ertan: Aradan 20 yıl geçti yine gündemim
    expand

    Başrollerini Şevval Sam, Talat Bulut ve Eda Ece’nin paylaştığı ‘Yasak Elma’ dizisinin son bölümünde yayınlanan bir sahne 2000 yılında sosyetede yaşanan bir olayı yeniden gündeme taşıdı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yasak Elma dizisinde, Şevval Sam’ın oynadığı ‘Ender’, eski eşi ‘Halit’ (Talat Bulut) ve genç karısı ‘Yıldız’ın (Eda Ece) cemiyetteki itibarını zedelemek istedi.

    Hayali bir davet organize edip davetiye gönderdi. Sosyeteye girmeye çalışan ‘Yıldız’ bu oyuna geldi. Olmayan geceye gitti. Fotoğrafları çekildi. Günlerce dalga konusu oldu. Bu olay modacı Siren Ertan'ın yıllar önce yaşadığı olayı akıllara getirdi.

    Ne olmuştu?

    2000 yılında ise Siren Ertan ile o zamanki eşi Ercan Canmutlu’ya haritada var olmayan Tanganika’nın kralının taç giyme töreni için davetiye gönderilmişti. Çift, hayali ülkenin İstanbul Fahri Konsolosluğu tarafından çağrıldıklarını sandı. Resepsiyona uygun giyindiler, Maçka’daki 5 yıldızlı otele gittiler. Her şeyin biz düzmece olduğunu anladıklarında ise çok geçti.

    MFÖ’den 26 yıl sonra dava

    "20 yıl geçti, yine gündemim"

    Çıkan haberlerin ardından Siren Ertan, sosyal medya hesabında açıklama yayınladı. Siren Ertan, yaşananların perde arkasını takipçileri ile paylaştı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Yıl 2000 galiba, yirmili yaşların sonlarındayım. Gencim, yeni evlenmişiz, çok popüleriz her yere davet ediliyoruz ve dolayısıyla gezmeye bayılıyoruz. Eski eşimin ofisine bir davetiye geliyor, davetiyeyi görmüyorum ama sekreteri telefonda okuyor her zamanki gibi; yer, dress code vs. Davet sahibi... Kohen. O an eşimin çok sevdiği Kohen soyadlı iş arkadaşı tarafından gönderildiğini düşünüyoruz detaylara hiç takılmıyoruz, zaten sonra Sebo’nun doğum günü var, ilk davete bi uğrar oradan doğum günü partisine gideriz diyoruz. Davetin olduğu otele vardığımızda girişte bir fotoğrafçı bekliyor ve biz daha ne olduğunu anlamadan fotoğrafımızı çekip yok oluyor. Davet olmadığını anlayınca çok gülüyoruz. Hatta doğum günü partisinde herkese anlatıyoruz, en muzip arkadaşlarımıza, Can’a falan soruyoruz sen mi yaptın diye. Çünkü bir arkadaşımızın şaka yaptığını, söyleyeceğini ve birlikte gülmeye devam edeceğimizi düşünüyoruz. Bu arada otele gelen başka popüler davetliler de var ama sonraki zamanlarda olay tamamen bana mal ediliyor, nedense! Neyse bu kumpası organize edenin o zamanın Aktüel Dergisi olduğunu öğreniyoruz o hafta. İşte o zaman kaynar sular başımızdan dökülüyor, bu ne kötülük, biz bunu hak edecek ne yaptık diye. Utanmadan bunu haber yapıyorlar; biz böyle bir kumpas kurduk, bunları bunları davet ettik, nasıl alay konusu ettik ama diye. Amaç kendilerini tatmin etmek, aralarında geyik yapıp gülmek, üzerimizden haber yapıp tiraj ya da reyting kazanmak vs... Bizim yaptığımız ne? Alnımızın teriyle kazandığımız parayla giyinip süslenmek, sevildiğimizden her yere davet edildiğimizi düşünerek, yeni evli olmanın, genç olmanın verdiği heyecanla ne olduğunu umursamadan arkadaşımızı mutlu edeceğiz diye bir davete uğramak. Ha bu arada o gün akşam 'doğum gününe geliyor musunuz?' diyen herkese böyle bir davete uğrayıp geleceğimizi söylediğimizde hiç kimse de 'Tanganika diye yeni bir ülke mi olur?' da demedi. Kimler kimler bir bilseniz. Belki de son yıllarda ülkeler parçalandığından ve her şeyi google'a sorma alışkanlığımıza henüz sahip olmadığımızdan...
    Aradan 20 yıl geçti, bakıyorum pek bir şey değişmemiş. Bugün bir dizinin reklamı için yine haberim.

     

    Yıl 2000 galiba, yirmili yaşların sonlarındayım. Gencim, yeni evlenmişiz, çok popüleriz her yere davet ediliyoruz ve dolayısıyla gezmeye bayılıyoruz. Eski eşimin ofisine bir davetiye geliyor, davetiyeyi görmüyorum ama sekreteri telefonda okuyor her zamanki gibi; yer, dress code vs. Davet sahibi ... Kohen. O an eşimin çok sevdiği Kohen soyadlı iş arkadaşı tarafından gönderildiğini düşünüyoruz detaylara hiç takılmıyoruz, zaten sonra Şebo’nun doğum günü var, ilk davete bi uğrar oradan d.günü partisine gideriz diyoruz. Davetin olduğu otele vardığımızda girişte bir fotografçı bekliyor ve biz daha ne olduğunu anlamadan fotografımızı çekip yok oluyor. Davet olmadığını anlayınca çokkk gülüyoruz. Hatta doğum günü partisinde herkese anlatıyoruz, en muzip arkadaşlarımıza, Can’a falan soruyoruz sen mi yaptın diye. Çünkü bir arkadaşımızın şaka yaptığını, söyleyeceğini ve birlikte gülmeye devam edeceğimizi düşünüyoruz. Bu arada otele gelen başka popüler davetliler de var ama sonraki zamanlarda olay tamamen bana mal ediliyor, nedense!!! Neyse bu kumpası organize edenin o zamanın Aktüel Dergisi olduğunu öğreniyoruz o hafta. İşte o zaman kaylar sular başımızdan dökülüyor, bu ne kötülük, biz bunu hak edecek ne yaptık diye. Utanmadan bunu haber yapıyorlar; biz böyle bir kumpas kurduk, bunları bunları davet ettik, nasıl alay konusu ettik ama diye. Amaç kendilerini tatmin etmek, aralarında geyik yapıp gülmek, üzerimizden haber yapıp tiraj ya da reyting kazanmak vs.. Bizim yaptığımız ne? Alnımızın teriyle kazandığımız parayla giyinip süslenmek, sevildiğimizden her yere davet edildiğimizi düşünerek, yeni evli olmanın, genç olmanın verdiği heyecanla ne olduğunu umursamadan arkadaşımızı mutlu edeceğiz diye bir davete uğramak. Ha bu arada o gün akşam doğum gününe geliyor musunuz diyen herkese böyle bir davete uğrayıp geleceğimizi söylediğimizde hiç kimse de Tanganika diye yeni bir ülke mi olur da demedi :) Kimler kimler bi bilseniz :) Belki de son yıllarda ülkeler parçalandığından ve google yeni olduğundan.. Mozambik’i de ilk kez duysak ismi komik gelmez miydi :) Aradan 20 yıl geçti, bakıyorum pek bir şey değişmemiş. Bugün bir dizinin reklamı için yine haberim :) Devamı aşağıda👇

    Siren Ertan Kayalar (@sirenertanistanbul)'in paylaştığı bir gönderi ()

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow