Sonra?-Ben de “Peki o zaman” dedim, çıktım gittim. Hiçbir şey almadım yanıma. Üzerimdeki eşofmanlarla evi terk ettim. Ertesi gün baktım, cep telefonum da iptal olmuş. Ben bir arkadaşımın evine yerleştim. Bir gün, iki gün, üç gün… Dördüncü gün artık misafirlik bitmeye başlıyor. Dedim ki, “Bir şeyler yapmam lazım!” Sosyal medyada ünlü olmak da o zamanlar şimdi ki gibi para kazandırmıyordu. Nişantaşı’nda bir yerde tezgahtarlık yapmaya başladım, gece de korsan taksicilik yapıyordum. 6 ay boyunca o arkadaşımda kaldım. Evi küçücük, misafirleri var. Yatak odasında da birileri oluyor. Ben, kapı girişinde ayakkabılarla beraber oturuyordum. Geceleri işe çıkıyorlardı. Ben onları alıp götürüyordum, şoförlüklerini yapıyordum, bana günlük 50-100 lira para veriyorlardı.O sırada, “geçiş”in hangi noktasındasın…-Peruktu, lazerdi- mazerdi derken, yavaş yavaş kadına benzemeye başladım. Ailemden asla haber alamıyordum. Beni ne arayan vardı ne soran. Babam, herkesle konuşmuş. Kimse bana para gönderemiyordu. Ama benim geçişimi tamamlayabilmek için, paraya ihtiyacım vardı. Bunu ilk kez söylüyorum, mecburen, Taksim-Şişli-Harbiye hattında çalışmaya başladım. Gece 12, sabah 6. O yolda gördüğünüz insanlardan biri bendim yani! Kendimle gurur duymuyorum ama başka çarem yoktu. Çünkü param yoktu.Sonunda kardeşimin düğününe birlikte gittikSonra?-Kazandığım parayla önce göğüslerimi yaptırdım. Nasıl mutlu oldu anlatamam. Sonra kendime bir ev tuttum. Gece 12 dedi mi, yollara çıkıyordum. Zorlanıyordum, duruma da inanamıyordum. Onca zenginlikten sonra, sokaklar da affedersin fuhuş yapıyordum. Kızacaklar bunları anlattığım için ama gerçek bu. Sonra bir gün, erkek kardeşimin bir arkadaşı beni görüyor, “Ya abini gördük, ablanı mı diyelim… Siz niye onu yollarda çalıştırıyorsunuz?” diyorl. Ve kardeşim çıktı geldi.N’aptı?-Bence üzüldü halime. Kardeşiz biz, atamazsın, satamazsın. Annemin de haberi olmuş, o da iki göz, iki çeşme ağlıyor. Bana dediler ki, “Bu hayat olacak şey değil! Sonunda başına bir şey gelecek. Kop bu insanlardan, bu çevreden, biz sana başka bir hayat kuralım. Dileğin gibi yaşa. Ama söz ver bir daha sokaklarda çalışmayacaksın!” Ve erkek kardeşim gitti, bana Ataköy’de bir ev kiraladı, dayadı döşedi beni oraya oturtturdu. Bu arada babam hiçbir şey bilmiyor. Henüz komple cinsiyet değiştirmemiştim, sadece göğüslerimi yaptırmıştım ve saçlarım uzundu. Sonra erkek kardeşimin evlenme sürecinde, gelinimiz, babama, “Artık barışın, düğünümüz de var! Aile arasında küslük olmaz” diyor. Babam da, mırın kırın ediyor ama çok de itiraz etmiyor. “Gelsin elimi öpsün barışalım ama düğüne doğru düzgün giyinsin!” diyor. Gelinim Sinem de biraz çekinerek, “Babacım, o iş olmaz. O artık bir kadın!” diyor. Babam da, “Saçmalama!” diyor. Bizimkiler diyorlar ki, “Valla da, billa da öyle. Ama hiç yanlış bir şey yapmıyor. Ataköy’de yaşıyor!” Gerçekten de kardeşim, bana ev açtıktan sonra düzgün yaşamaya başlamıştım. Eskiden görüştüğüm hiç kimseyle konuşmuyordum. Sonra babamın yanına gittim el öpmeye…