◊ İnanamıyorum sana... Peki, babana ne oldu?- Babam çok uyanıktır. Korsanlar “Kadınlar ve çocuklar uçağı terk etsin” demiş. Babam da kadınların arasına sıvışıp kaçmış. Sonra evi aradı “Ben iyiyim, uçak bekliyorum, geleceğim” dedi. Ben de o sırada babama Yunanistan’dan getirmesi için telefonda birkaç sipariş verdim. Adam kaçırılmış, evdeki herkes ağlıyor, ben babama sipariş veriyorum. Çok komikti. Benim olaylara bakış açım her zaman değişikti.◊ İlk birlikteliklerini ve deneyimlerini de anlatıyor musun?- Kahkahamın çıkış sebebini anlatıyorum. Kahkahamın çıkış nedeni ilk erkek arkadaşımdır. Hep kahkaha atardım da desibeli bu kadar yüksek değildi. Çocuğun adını Remzi koydum, insanlar tanımasın diye. 18 yaşındaydım o zamanlar. Ayrılmıştık. Aşk acısı çekiyordum. İzmir küçük bir yer. Sürekli karşılaşıyorduk. Yıkılmadım, acı çekmiyorum diye göstermek için sürekli onu görünce mutluluk kahkahaları atıyordum. O desibel oradan kaldı. İzmir’i terk etme nedenlerimden biridir aşk acısı. Birkaç sene önce telefonda konuştuk. “Bana çok acı çektirdin, ama bana bütün bu yaptıkların para ve kariyer olarak geri döndü, sayende kariyer sahibi oldum, çok teşekkür ederim” dedim.