Rüzgar Erkoçlar'dan dobra açıklamalar
Cinsiyet değiştirme ameliyatıyla ilgili ayrıntıları basına sızdıran doktoruna açtığı davayı bir buçuk yıl sonra kazanan Rüzgar Erkoçlar, hayatında olup biteni Hürriyet gazetesinden Sibel Arna'ya anlattı. (Fotoğraflar: Muhsin Akgün)
Haberin Devamı
Rüzgar Erkoçlar kimliği oluşumunu tamamladı mı? Kendini nasıl hissediyorsun?
/

Aslına bakarsan ben her zaman kendimi tamam hissediyordum. Benim baktığım yerden durum hep aynı. Dışarıdan bakıldığında öyle olmadığını insanların yüzündeki ifadelerden ve bitmek bilmeyen göz temaslarından anlıyorum. Ayaklarımdan saç tellerime kadar beni süzdüklerini fark edince "Aaa doğru ya, ben Rüzgar Erkoçlar’ım" diyorum.
İkinci hayat bütün güzelliğiyle başladı mı?
/

İkinci hayat değil ki bu. Ben kendimi bildim bileli böyle hissediyorum, bu hayatı yaşıyorum. Hayatın güzellikleri, deneyimleri ve hissedilenler değişiyor ama ben hep benim.
Haberin Devamı
Yakışıklı bir adam olduğunun farkında mısın?
/

Yakışıklılık ve güzellik kavramları benim için hiçbir zaman önemli olmadı. Eğer birinde bir güzellik görüyorsam bu kesinlikle o insanın ruhundaki ve yüreğindeki güzelliğin yansımasıdır diye düşünüyorum. Ama itiraf edeyim; son zamanlarda en sık duyduğum kelime bu. Herkes, "Amma da yakışıklı oldun" diyor.
Bir fırında çalışıyordun. Sanki mağdurmuşsun gibi bir portre çizildi. Nasıldı o günler?
/

Evet, öyle bir durum çizildi. Fırında 15 saat çalışıyordum. Çok da mutluydum, kendi paramı kazanabiliyordum. Ta ki basın gelip de beni ve diğer çalışanları rahatsız edene kadar...
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Daha sonra bir yapım şirketinde çalışmaya başladın. Yıllarca kameranın önünde çalışmış birinin kamera arkası zamanları nasıl geçiyordu?
/

Bu da benim için çok güzel ve farklı bir deneyim oldu. Bu kez işin mutfağındaydım. Bir oyuncu olarak arka tarafta işlerin nasıl yürüdüğünü gördüm.
‘Bu Tarz Benim’ gibi Türkiye’nin en yırtık kızlarının yarıştığı bir programın yapım sorumlularından biri olmak bir cesaret işi değil miydi?
/

Gerçekten cesaret işiydi. Çünkü 10’dan fazla kadının olduğu bir yarışma programını üstüne üstlük bir de canlı yayın olarak yapıyorduk. Çok yoğun ve yorucu geçiyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Sen hayatımda gördüğüm en cesur ve en özgüvenli insansın... Bu özgüvenin bu kararlılığın kaynağı nereden geliyor?
/

Erken yaşlarda çalışmaya başlamış olmamın etkisi olabilir bu, çünkü yaşanmışlıklarınla şekil alır her şey. Bunlar da beni hayatta güçlü kılan şeyler. Bu hayata insanların onayını almak için gelmedim. Ne istediğime ve nasıl hissettiğime bakarak yol alıyorum.
Toplum baskısını, lafları, sürekli gözetlenme hissini nasıl bertaraf ediyorsun?
/

Tam olarak bertaraf edebildiğim söylenemez aslında. Çünkü bazen öyle şeylerle sınanıyorum ki farklı olan ben miyim onlar mı anlamıyorum. Biraz incelemelerini anlıyorum ama saatlerce göz hapsinde tutmaları tacize giriyor. Düştükleri komik duruma bakmadan gizli gizli fotoğraflarımı çekmeye çalışıyorlar. Ah be kardeşim, ben de salak değilim, bir izin iste, biraz kendine saygın olsun! Merak dışındaki tepkiler çok güzel. Yanıma gelip sarılmak isteyenler de var, "Cesaretinden dolayı tebrik ederiz" diyenler de...
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Her topu göğsünde yumuşatıyorsun ve asla kalene gol olarak girmesine izin vermiyorsun. Bir kaynaktan sevgi adına çok iyi besleniyor olmalısın...
/

Keşke öyle olsa be Sibel. Kalenin ağlarında çok fazla yırtık var, o yüzden kalem hiçbir zaman dolu görünmüyor. Duygularımı çok fazla belli etmem, kendime bile... Çünkü acı seni ele geçirirse sürekli hayatındaki olumsuzlukları görürsün. Ben geçmişe bakmak yerine önüme bakmaya çalışıyorum.
Çok mu kitap okuyorsun, çok mu film izliyorsun? Ruhunu nasıl besliyorsun?
/

Tam bir film kurduyum diyebilirim. Kitap olarak da kişisel gelişim ve parapsikolojisi tarzı kitaplar okuyorum.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Bu aralar başka neler yapıyorsun?
/

Menajerim Tuğçe Yavuz’la birlikte gelen senaryolara vakit ayırmaya çalışıyoruz. Spor yapıyorum. Bir de yakında kendi tasarımım olan tişörtleri satışa çıkaracağım. Onun hazırlıklarıyla ilgileniyorum.
Instagram’da da çok fazla takipçin var. Aslında sen de hayatını paylaşmayı seviyorsun... Yoksa bunu oyunun bir gereği diye mi yapıyorsun?
/

Önceleri sadece arkadaşlarımı takip etmek için kullanıyordum Instagram’ı. Sonra bir arkadaşımın ısrarı üzerine bir paylaşım yaptım ve çok güzel yorumlar aldım. Şimdi her fotoğrafımın altında yüzlerce güzel yorum var. Sonuçta ben fotoğraf paylaşmasam da beni izinsiz çektikleri için fotoğraflarım çıkıyordu. Şimdi en azından istediğim fotoğrafı kendim koyuyorum.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Aşk hayatın nasıl? Seni hak edecek bir kadın var mı hayatında?
/

En son iki senelik bir birlikteliğim vardı ve o da bir yıl önce bitti. Şu an hayatımda kimse yok.
Seni ameliyat eden Doktor Hanife Akınoğlu’na dava açmıştın. Neden açtığını hatırlatır mısın?
/

Doktorum Hanife Akınoğlu, Erol Köse ile birlikte hasta ve hekim arasında sır kalması gereken bilgileri tüm kamuoyuna ifşa ederek beni tanıtım ve reklam malzemesi olarak kullanınca ben de hakkımı hukuki yollarla aramaya çalıştım. Ameliyat sonrası amacım hiç kimsenin tanımadığı biri olarak yeni kimliğimle, yeni bir başlangıç yapmaktı. Zaten öncesinde popüler bir oyuncu değildim. Ama doktorumun Erol Köse’yle paylaştığı bilgiler ve sonra Posta gazetesine verdiği röportaj hayatımı alt üst etti. Hayatımı sessiz sakin yaşama hakkımı elimden aldılar. Önceki görüntümle şimdikini karşılaştırın ve elinizi vicdanınıza koyup söyleyin; doktor bu bilgileri ifşa etmeseydi siz “Hah, tamam bu çocuk, o oyuncu” der miydiniz?
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Peki dava sürecinde neler yaşadın, herhangi bir zorlukla karşılaştın mı?
/

Elbette. O dönemde hakkımda sayısız yalan haber çıktı. Ben susmayı seçtim ama benim dışımda herkes konuştu. Baktım ki susmam bu spekülasyonların önünü kesmiyor ben de olayları ilk ağızdan anlatmayı tercih ettim. Ama karşı taraf bu röportajı kullanarak “Rüzgar popüler olmak için röportaj vermiştir” diye mahkemeye sundu.
Dava sonuçlandı mı, beklediğin gibi bir karar çıktı mı?
/

Evet,1.5 yıldır devam eden dava süreci sonuçlandı. Tabipler Odası doktora görevden uzaklaştırma verdi. Manevi tazminat talebimiz kısmen de olsa haklı bulundu. Buruk bir mutluluk yaşıyoruz. Buruk diyorum çünkü mahkeme uğradığım zararı layığıyla takdir edemedi. İspatı zor olduğu için maddi tazminat alamayacağım görüşündeler. İspatın benden istenmesi adaletsizceydi. Her yerde kameraların gözü üzerimdeyken nasıl çalışacaktım? Benim için maddi zararı yoktur diyebilir misiniz? Hukukun bu meseleyi çözeceğine inanmak istiyorum. Adalet anlayışım bunu söylüyor.