Popstar efsanesi Osmantan Erkır: Bülent Ersoy benim zekamı geliştirdi
Bülent Ersoy, Deniz Seki, Can Bonomo ve Armağan Çağlayan'ın jüri koltuğunda oturduğu Popstar 2018 Kanal D ekranlarında başlıyor. Efsane yarışmanın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlenen Osmantan Erkır, yeni jüri ve yenilenen formatı anlattı. Hürriyet gazetesine konuşan Osmantan Erkır, "Hepimizin kalbi müzik için atıyor. Jüri üyelerimiz ve tüm orkestra bunun için çalışıyor" dedi. Erkır, Bülent Ersoy'a hayranlığını dile getirerek, "Bülent Ersoy ile çalışmak benim zekamı geliştirdi" diye konuştu. İşte Osmantan Erkır'ın röportajından bir bölüm.
Haberin Devamı
/

- “Popstar Alaturka”da Bülent Ersoy, Orhan Gencebay, Ebru Gündeş’li efsane bir kadro vardı. Neden şimdi farklı bir jüri oluşturdunuz?O.E.: Bahsettiğiniz kadro, Armağan Çağlayan’ı da ekleyin, gerçekten “Popstar Alaturka” için jürilerin “kare as”ıdır. Hiç şüphesiz muhteşem bir jüriydi. Bir daha öyle bir jürinin bir araya gelmesi çok zor. O lezzetin aynı şekilde yakalanmasına da artık imkan yok. 20 yıl da geçse, 40 yıl da geçse o jüri unutulmayacak!
/

- Merak ediyorum; mesela Ebru Gündeş’e yeni program için teklif götürdünüz mü?O.E: Çok düşündük onu açıkçası. Ama etik anlamda doğru olmayacağını düşündük.- Hangi sebeple?O.E.: Bir başka programda görev alıyordu, “O Ses Türkiye”de çok başarılı oldu. Her an yeniden birlikte çalışmaya başlayabilirler üstelik. Bir başka yapım şirketiyle çalışan sanatçıya davette bulunmak, iş anlamında bize etik gelmedi. O yüzden hiç görüşmedik.
Haberin Devamı
/

- Peki şimdi?O.E.: 2018’deyiz. Yelpaze inanılmaz genişlemiş durumda. O kadar farklı müzik tarzları var ki. Dolayısıyla çağdaş bir şey yapmalı, kendimizi bugüne uyumlamalıydık. Elemelerde inanılmaz adaylar çıktı karşımıza. Son Feci Bisiklet diye bir grup var mesela, alternatif bir rock grubu, ondan şarkılar söylüyorlardı.◊ O yeni türler Can Bonomo’ya mı emanet şimdi?- Hepimize emanet. Jüri de bu geniş yelpazeye göre kuruldu... Bülent Ersoy’la Can Bonomo yan yana... Özetle; biz esasında müzikte buluşmuş insanlarız. Hepimizin kalbi müzik için atıyor, hepimiz iyi müzik olsun istiyoruz. Jüri üyelerimiz, tüm orkestra üyelerimiz bunun için çalışıyor. Önce müzik...
/

- Çok merak ettim şimdi adayları...O.E.: Gerçekten şaşıracaksınız. Nasıl söyleyeyim, Anadolu’da müzikhol olarak adlandırılan yerlerde çalışan arkadaşlarımız da var, lisede okuyan gençler de... Gerçekten geniş bir yelpaze.- Kaç kişi seçtiniz?O.E.: 12... Belki 13 de olabilir ama, hâlâ bakıyoruz ona... Bir yarışmacı var, gelip gelmeyeceği belli değil. Çok sevdik biz onu ama...- “Ama”sı ne?O.E.: Çalıştığı yere borçlanmış. “Ben nasıl geleceğim şimdi, her akşam orada çalışıp borcumu ödüyorum” diyor. Bu başlı başına bir hikaye.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

- Diğer ses yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?O.E.: Ben “O Ses Türkiye”yi çok başarılı buluyorum.- “Keşke bırakmasaydım, bu boşluğu başkaları doldurdu” diye düşünmüyor musunuz?O.E.: Ben bırakmadım.- Anlamadım...O.E.: “Popstar” istenmedi o sırada açıkçası. Çünkü çok yapılmıştı, bizim de söyleyecek sözümüz bitmişti. Haklı olarak da kanallar o heyecanı göstermedi. Sonrasında daha yeni bir yarışma geldi. Bu piyasayı canlı tuttuğu için “O Ses Türkiye”yi çok takdir ediyorum. Bu tip yarışmaların daha da çok olması gerektiğini düşünüyorum. Ama şunu da görüyorum; “Popstar” özlenmiş. İnşallah yine başarılı oluruz.
/

- Jüri de çok renkli... Üstelik son günlerde her biri yarışmadan bağımsız olarak kendi gündemini yaratmış durumda. Deniz Seki’nin mide ameliyatı, Bülent Ersoy’un kürkle ilgili çıkışı...O.E.: Haklısınız. Gerçi Bülent Hanım zaten hep gündemde olan biri. Deniz Seki de benim için çok önemlidir, çünkü yıllar sonra yeniden bu yarışmayı beraber yapacağız. O kadar çok şey yaşadı ki, söyleyecek çok sözü var. Hiçbirimiz 15 yıl önceki insanlar değiliz tabii. Hayatımızda çok şey değişti.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

- Ben Armağan Çağlayan’ı da merak ediyorum. Aynı Armağan Çağlayan’la mı karşılaşacağız yoksa o da mı olgunlaştı, sakinleşti? Ani çıkışları yüzünden bana çok korkutucu gelirdi açıkçası.O.E.: (Gülüyor) Armağan’da da mutlaka yıllar içinde birtakım değişiklikler olmuştur ama özünde herkes aynı. Yılların kattıklarıyla belki olaylara bakış, yaklaşım ve yorumlar farklı olabilir, o kadar.
/

- Bülent Hanım’ın olası kaprisleri sizi korkutuyor mu?O.E.: Bizi yıldıran kapris, hak etmeyenlerin yaptığı kaprislerdir. Bülent Ersoy, Ebru Gündeş, İbrahim Tatlıses, Seyfi Dursunoğlu, Orhan Gencebay; bunlar zirvede olan insanlar.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

- Kapris yapmak zirvede olan insanların hakkıdır demek mi bu?O.E: Zirvede dediğim bu isimler bir konuda inat ediyorlarsa ya da sizin söylediğiniz şekilde tabir edelim, kapris yapıyorlarsa, altında haklı bir neden vardır. Yaptıkları şımarıklık değildir.
/

- Bazı şımarıklıklara şahit olmuş gibi konuştunuz.O.E.: Ben neler gördüm bilseniz. Gecenin bir saati “Canım şu yemeği istiyor” diyor, yemeği getiriyoruz, “A ben rejimdeyim” deyip bırakıyor.- Gerçek starlara toz kondurmuyorsunuz...O.E.: Ben hâlâ onlardan çok şey öğreniyorum. Şunu söyleyeyim mesela, Bülent Ersoy’la çalışmak benim zekamı geliştirdi.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

- Nasıl yaptı bunu?O.E.: Öyle insanlar ki onlar, inanın biz şimdi konuşuyoruz değil mi, onlar 15 dakika sonra konunun nereye varacağını tahmin eder, ona göre sohbeti yönlendirir. O yüzden karşısında hızlı düşünmek zorundasınızdır. Çok zekiler, çok. Ve bu tip insanlarla çalışırken otomatik olarak sizin zekanız da gelişir; daha geniş, daha hızlı düşünmeyi öğrenirsiniz.- Bülent Hanım’a hayransınız...O.E.: Ama o bir ekol. İnanır mısınız, bunca yıllık tecrübesine rağmen hâlâ yayın heyecanı yaşıyor. Bunu bana açık açık söyledi, “Sabahlara kadar uyuyamayacağım, biliyorum” dedi. Bu hem seyirciye hem de kendine olan saygısını gösterir. Dediğim gibi gerçek bir ekol. Dün stüdyoda konuştuk biraz Bülent Ersoy ve Selçuk Tekay’la, öyle şeyler anlatıyorlar ki... Resmen bir dönemde imzaları var. Allah gecinden versin, onlarla birlikte bazı şeyler bitecek. O yüzden her anlarının değerini bilmek gerek.