“Onu çok özlüyorum. İnsanlığını özlüyorum, sevecenliğini özlüyorum. Çok temiz bir insandı ve dürüsttü. Herkesi kendisi gibi gören biriydi Yılmaz. Ben hep Yılmaz’a ‘Herkesi kendin gibi görme derdim’ ama o yine de herkesi kendisi gibi görmeye devam etti. Bence Yılmaz, bu dünyada her ne yaptıysa onların karşılığını çekti ve öbür dünyada çok mutlu ve huzurlu olduğuna inanıyorum. Ama tabii ki ben onu çok özlüyorum. Keşke herkes onun gibi dürüst, onun gibi adam gibi adam olabilseydi. Karagümrüklüydü ve çok delikanlı bir insandı. Eğer haksızsan onu direkt olarak yüzüne söylerdi. Oğlum Savaş’ın babasını tanımasını çok isterdim ama; asla babasını tanımadı. Babasının filmlerini izliyor, benden, babasının arkadaşlarından, amcalarından Yılmaz’ı dinliyor. Ama tavrı ve davranışlarıyla tıpkı babası Yılmaz gibi. Hareketleri, sevecenliği, saçını taraması bile tıpkı babası gibi.”