"Yunus Emre, Mevlana, Kaygusuz, Anadolu erenleri, ermişlerinin Anadolu kültürünün bu mozaiğinin çocuklarıyız. Ezberden kaynaklı ön kabulü biraz sormak, sorgulamak istedik. Bunu yaparken de Amerika’yı yeniden keşfetmedik. En basit, yalın olandan yola çıktık. Abdallık kurgusu, Anadolu filozofu ekseninde bugünkü ifade ile 'bir yol hikayesi' kurduk. Oyunda ne zaman yaşadığı çok önemli olmayan biri; dedesini Kaygusuz, onun dedesinin Yunus, hatta kendi torununu başka bir abdal sayarak anakronik zaman içerisinde, fantastik biri görmediğimiz bir çocukla birlikte yolculuğa çıkardık. Yolculukta yaptıkları sohbetten seyircinin de 'Nasiplenmesini' esas aldık. Sohbet adalet, yol arkadaşlığı, empati, paylaşım, kibir, tevazu üstüne bir takım hikayeler anlatır. Aslında bunlar seyircimizin çok iyi bildiği kıssalar, hikayeler. Bu oyundaki seyircimiz; tam hedeflendiği gibi aslında. Beyaz yakalıdan mütedeyyine, ulusalcısından milliyetçisine pek çok temsiliyet, her partiye oy veren kişi gelip izledi, izlemeye devam ediyor. Orada 11 deyiş söylüyoruz, 12’ncisini seyircimiz ile birlikte söylüyoruz. Oyunumuzda Alevilik üzerinde folklorik bir tanıtım yapmıyoruz. Hatta Alevilik ile ilgili kavramları genelleştirdik. Reaksiyonlar bu çabamızın boşuna gitmediğini gösteriyor."