CEYDA ULUKAYA / İSTANBUL- 1991 yılında ilk defa sahneye çıktım. İstanbul’da birçok mekanda sahne aldım ve almaya devam ediyorum. Dinleyiciler genellikle bizden kendi şarkılarımızı talep ediyorlar ve oldukça nazik şekilde. Absürd bir durum olduğunda kibarca ya da espriyle geçiştirmeye çalışıyorum. İşler ters giderse mekanın güvenliğinin doğru ve dengeli müdahalesi çok önemli, elbette işletmecinin de. Onur Şener gibi değerli bir müzisyeni, bir aile babasını kaybetmek çok üzücü. Artık eğlence dünyasına, hatta insana yaklaşımın geldiği nokta adına da korkunç bir tokat gibi. Ülkemizde 70’lerde sanatçıya gösterilen saygı ile şu anki arasındaki farkı da anlatıyor.
Melisa Karakurt: “İstekleri geri çevirince endişe duyardım”
6 senedir müziğimi icra ediyorum. Eminim çoğu müzisyen arkadaşımın önüne kağıtlarca istek parça gelmiştir, benim de geldi. Gelen istek parçalar söylenmediğinde gereksiz tavırlarla ben de karşılaştım. Kariyerimin daha başlarındayken, istekleri geri çevirdiğimde içimde bir endişe oluşuyordu. Tepki almamak için bazen görmemiş gibi yaptığımı bile hatırlıyorum. Müzisyenlerin güvenliğini işletmelerin ve organizasyon yetkililerinin daha kapsamlı ölçüde üstlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ankara’da yaşanan bu içler acısı olaya, sadece sanatçılar değil, herkes ses çıkarmalı.
Mata Yücel: “Sektörel değil, toplumsal bir mesele”
10 yılı aşkın süredir aktif sahne hayatım devam ediyor. Ağırlıklı olarak İstanbul’da çeşitli mekanlarda sahne alıyorum. Ben interaktif sahne performansı yapmayı seviyorum ve zaman zaman sorun yaşadığım durumlar oluyor. Gergin bir ortam maalesef o gecenin seyrini tamamıyla değiştirebilir. Organizatör ekiplerin ve mekan güvenliğinin sorumluluğu burada çok önemli. Onur Şener’in öldürülmesi sektörel bir mesele değil artık, bu toplumsal bir meseleye dönüştü. Ekonomik gücü olan, belirli bir otoriteye sahip olduğunu düşünen insanlar her şeyi ve herkesi satın alabileceğini düşünür hale geldi. Her yıl daha kötüye giden bir durum var. Umarım bu yaşananlar son olur. Canımız çok yanıyor ve bizler Onur’u hep yaşatacağız…