Eminim onu oyunculuğuyla anlatmamızı tercih ederdi kendisi...Ama bazı aktörleri anlatırken oyunculuk da bir yere kadar! Tamam şahane rol yapıyor, pek çok dizisi, filmi var rol kabiliyetine hayran olduğumuz, hele ‘Suskunlar’ ile ekstra ekstra bayılmış olabiliriz kendisine, her geçen günün ona yaradığını, her izlediğimiz yeni yapımda daha da başarılı olduğunu inkar edemeyiz, ama fakat ancak ve lakin bu gerçek, ona karşı hislerimizin oyunculuğuyla sınırlı kalmasını sağlamıyor. Hayatta bazı adamlar vardır. Sadece çok hoştur. Ve yaklaştıkça hoşluk boşluğa dönüşür. Murat Yıldırım karşıdan karizmatik, yakınlaştıkça yakışıklı, konuştukça kibar ve bilgili, anlattıkça ufuk açıcı, baştan itibaren ise doğal ve samimi. Biraz da gizemli. Onun hakkında her zaman bilmediğimiz bir şeyler olacak bize kalırsa... Sanki, ‘Biraz huysuz da olabilir mi zaman zaman’ dediğiniz noktada ise sıcak ses tonu ve anlayışlı haliyle ‘yok canım!’ dedirtiyor hali tavrı insana. İşini, iş yaptığı insanları, detayları önemsiyor; her halinden belli. Çekimden önce ekipçe buluştuğumuzda sıradan bir arkadaş buluşmasındaki kadar tatlıydı aslına bakarsanız. Üstelik çekim için bu kadar özenli olup kafa yoran ve bizimle adım adım ekip ruhuyla yürüyen bir ünlü, dahası erkek bir ünlü bulmak zor iş. İşte kendisine bir artı puan geldi. Sonraki bonusu ise yaratıcı fikirlerinden alıyor. Sonrakini ise çoookkk yorgun olup afiş çekiminden gelmesine rağmen bizimle gece yarısına kadar çekim yapmasıyla kazanıyor. Biz yorulduk, o hala önden koşarak çekim yapacak yer kovalıyordu... Biz Murat Yıldırım’a hayranlık katsayımızı açıkçası ikiye katladık. İyi bir kariyeri, parası, düzgün bir çevresi olan ama bunlara rağmen iş çıkışı gece yalnız başına kalmayı seven, kendini sokaklara vuran, bu şekilde huzur bulan bir adamı canlandırdığı fotoğrafları görüp kendini dürüstçe anlattığı röportajı okuyunca, bir de üzerine filmi izleyip diziyi de takibe alınca sizde durum ne olacak meraktayız!