İkiyüzlülük mü hayatın gerçeği mi? Köprüyü geçene kadar 'soyunmak!'
İngiliz Prens Harry ile evli olan ABD’li oyuncu Meghan Markle, zamanında hosteslik yaptığı televizyon programında ‘nesneleştirildiğini’ söyledi. Dijital bir platform için hazırladığı yayında, “Birkaç bölüm sonra programı bıraktım. Çünkü gösterildiğimden daha fazlasıydım. Beynin görünüşten daha değerli olduğunu düşünüyordum” dedi. Posta Gazetesi'nden Rükzan Sağır bu konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı..
Haberin Devamı
/

Program öncesinde sıraya girip takma kirpik taktıklarını, sütyenlerinin içine dolgu koyduklarını, bronzlaştırıcı sprey sıkıldığını, karınlarını içeri çekme talimatı aldıklarını anlattı. İnternet çağında bu kadar kolay yalan söyleyebilmesi ilginç. Çünkü Meghan, ‘Var Mısın Yok Musun’ (Deal or No Deal) isimli o programda 2006-2007 arasında tam 34 bölümde hosteslik yapmıştı. Kutu açmıştı. Yani birkaç bölümde bırakmamıştı. Üstelik haftada 28 bin dolar kazanmıştı. O dönem oyuncu seçmelerine katılmaya gitmek için otomobiline benzin koymakta bile zorlanan genç bir kadın için muazzam bir ekonomik sıçrayış yaşamıştı yani. Dahası Meghan, bu programdan sonra kariyerinde adeta şaha kalktı.
/

Ona sektörde şöhret kazandıran Suits dizisinde başrol aldı. Bu sayede de daha sonra kocası olan ve dünya çapında tanınmasını sağlayan Prens Harry ile tanışıp evlenebildi. İngiliz Kraliyet Ailesi’nin ‘Düşes’i oldu. Şimdi Los Angeles’ta yaşadığı 15 milyon dolarlık ‘sırça köşkü’nden konuşmak kolay. Henüz kendi izlediği yolla yüzleşmemiş bir kadın olarak genç kadınlara tavsiye konusunda konuşabilecek son kişi bile olmamalı.
Haberin Devamı
/

“Ben kariyerimde böyle bir hata yaptım. Siz yapmayın” demiyor çünkü. “Ay, bu işlerin böyle yürüdüğünden hiç haberim yoktu. Ben farklıyım” diyerek diğer hostes meslektaşlarından kendini ayrıştırıyor ve onları küçük gören bir kibir içinde. Ama bakın: Model Emily Ratajkowski’nin kadın bedeninin nesneleştirilmesine dair bir kitabı var. Ama o da ‘soyunarak’ ünlendi. Plaj giyim markası var. Halen mayo ve bikinilerini kendisi tanıtıyor. Bu durumu da şöyle açıkladı:
/

“Etimi göstermeden kitabımı ve ürünlerimi satamazdım. Dünyanın çalışma şekli böyle. Yani hepimiz onaylamadığımız bir sistemin içindeyiz.” Peki kadınların seslerini duyurmaları, ciddiye alınmaları için gerçekten bedenlerini sergilemeleri gerekiyor mu? Yanıtı ‘Hayır’sa, bu durumu diğer kadınlar için bir baskı unsuruna dönüştürdükleri sürece ne yazık ki bu tür açıklamaların samimi olma ihtimali yok.