Posta yazarı Şirin Sever köşesinde 'Yönetmen Yılmaz Erdoğan' kitabını değerlendirdi. İşte o yazı..
Bu yılbaşında aldığım en değerli hediye, bir kitaptı. Kitabın adı ‘Yönetmen Yılmaz Erdoğan’. Üzerinde şöyle bir not vardı: “2025 bizim için sadece yeni bir yıl değil, BKM’nin 30. yılı! Sanatın ve eğlencenin kalbinde birlikte büyüdük...” Bu hediye değerli çünkü yıllar içinde BKM’nin ürettiği, sahnelediği, vizyona soktuğu, bizi pek çok yetenekle tanıştırdığı, kah düşündürdüğü, kah güldürdüğü onlarca projeyi gazeteci olarak izlemişiz, yazmışız, çizmişiz. Gerçekten de birlikte büyümüşüz. İşte, ‘Sinema Benim Çocukluk Arkadaşım’ alt başlıklı bu nehir söyleşide yönetmen Yılmaz Erdoğan, tüm bu filmlerini/ ürettiklerini anlatıyor. Bugüne kadar Steven Spielberg, Wes Anderson, The Coen Brothers, Clint Eastwood, Christopher Nolan gibi usta yönetmenlerle, onların ‘sadece’ sineması üzerine yapılan söyleşi kitaplarından ilhamla hayata geçirilen bu projede; sinema eleştirmeni Mehmet Açar soruyor, Yılmaz Erdoğan da filmlerini tek tek, başlık başlık anlatıyor. ‘2000’li yılların Türkiye’sine damga vurmuş bir filmografi’den söz ediliyor, az şey değil. Söyleşilerin bir yerinde şiiri süt, diğer sanat dallarını ise süt ürünleri olarak gördüğünü söylüyor Erdoğan. Ki buradan da anlayacağınız üzere bu kitapta şiirle ilişkisi de var, sinema sevgisi, çocukluğu, gelecekte çekmek istediği filmler de. Kitap şimdilik satışta değil ama en geç 1 sene içinde raflarda olacağının bilgisini de buraya ekleyeyim ve size kitaptan bazı anekdotlar aktarayım...