Eşinizin 2021’deki acı kaybından bugüne dek hiç konuşmadınız. Neler yaşadınız, neler yaşıyorsunuz?
Aslında yaşamıyordum. Selçuk’un acısıyla bizim evin ışıkları komple söndü. Ben de yaşayan bir ölüye döndüm. Bu acının tarifi yok. Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Nasıl başa çıkıyorsunuz?
Çıkamıyorum. Ölümünü değil ama yokluğunu kabul etmeye çalışıyorum. Selçuk, benim sadece eşim, çocuklarımın babası değil, en iyi arkadaşımdı ve dostumdu. 14 yıla çok şey sığdırdık. Tek sığınağım çocuklarım. Onlar için ayaktayım.
Çocuklarınız nasıl?
Çok eksik ve acılı kaldılar. Çocuklarım maalesef babalarının entübe edildiğini, annelerinin o fotoğraflarını, hepsini internetten öğrendi ve bu onlarda büyük travma yarattı. Küçük kızım, Selçuk’u kaybettiğimizde 7 yaşındaydı ve bana bir gün dedi ki “Babamı en az ben gördüm, en az benim fotoğrafım ve en az benim anım var.” Biz eşimi bayramda kaybettik. O yüzden artık ne benim, ne de çocuklarımın bayramı var.
Özellikle okullarda olan etkinlikler beni çok üzüyor çünkü bir tek kızlarımın babası olmuyor.
Hastalık sürecinde neler yaşadınız?
Bir arkadaşımızın evine yemeğe gitmiştik, orada kaptı. Oysaki günde bin kez elini yıkayan, kolonyasız, 3 kat maskesiz gezmeyen biriydi. Çocuklar dahil hepimiz ağır yakalandık o gribe. İlk başta evde tedavi gördük ama bir gece Selçuk’un ateşi çok yükseldi, 41 dereceyi gördü. Sonrası malum.
Nasıl biriydi eşiniz?
Çok insancıldı. Hastalığının 9. günüydü, benden yanımda çok para getirmemi istedi, şaşırdım, “Hastanede ne işine yarayacak?” dedim. Meğer bütün çalışanlara döner ısmarlamak istemiş.