Fahriye Evcen: ''Ailem olduğu için şükrediyorum!
Oyuncu Fahriye Evcen özel hayatına dair, bilinmeyenleri paylaştı… İşte o röportaj...
Haberin Devamı
/

Almanya’da yaşarken ve sosyoloji okurken oyuncu olmaya karar verdin. Okulunu bitirebildin mi?Sosyoloji, çok istediğim bir bölümdü fakat maalesef bitiremedim. Düsseldorf Üniversitesi’nde okurken bir dönemi tamamladıktan sonra oyunculuğa başladım. Beş yıl ara verdikten sonra tekrar okula dönmeye karar verdim ve dört ay gibi kısa sürede sınavlara hazırlanarak Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’ne girdim. Aslında aklımda hep sosyolojiyi tamamlamak vardı; mutlaka diplomamı almak istiyordum fakat transkriptimi alamadım ve Tarih Bölümü’ne girdim. Boğaziçi Üniversitesi’nin her bölümü harikadır da tarih gerçekten efsane bir bölümdür. Mezun olana dek dört yıl boyunca çok keyif alarak okudum.Hiç tiyatroyla ilgili teklifler aldın mı? Düşünür müsün böyle bir projede yer almayı?Teklifler geldi aslında ama tiyatro bambaşka bir alan. Televizyon, sinema ve tiyatro ayrı ayrı dinamikleri olan alanlar ve her birine konsantre olup yapman gereken işler, paralel yürütebileceğin alanlar değil bence. Sinema filmi çekeceğimiz zaman, yazın oluşan iki, üç ay boşluğumuzu değerlendirebiliyoruz. Tiyatroda durum öyle değil; tamamen zaman yönetimiyle ilgili. Ben bir işe girdiğim zaman onu kusursuz ve en iyi şekilde yapabiliyorsam başarılı sayıyorum kendimi, aksi takdirde o işe girmenin doğru olmadığını düşünüyorum.
/

Özellikle Arap ülkelerinde çok beğenilen oyunculardan birisin. Bu nasıl bir duygu?Instagram’da ya da Twitter’da dünyanın her yerinden yorumlara rastlıyorum ve bu inanılmaz bir duygu. Onlarla birlikte yaşamadığın sürece nasıl bir bağ kurduklarını anlamak çok zor ama ilgileri gerçekten de mutluluk veriyor. Arap ülkeleri, sinema filmleri de dâhil her projeyi yakından takip ediyor. Onlar şu anda en aktif kitlemiz. Çalıkuşu’ndan sonra aynı ilgiyi Rusya ve Ukrayna’dan da görüyoruz. Balkan ülkeleri de Yaprak Dökümü’nden bu yana yakın takipte. Gelen yorumlar çok sevindirici. Sadece kendi kültürümüze değil, diğer kültürlere de hitap etmek harika bir duygu.Bir gün bu sektörde kimse çalışacak bir alan bulamazsa ya da oyunculuğu bırakmaya karar verirsen, ne yaparsın? Farklı bir iş yapmayı düşünür müsün?Ben bu sektörde olmaktan çok mutluyum, öyle bir şey olmasın gerçekten çok üzülürüm. (Gülüyor) Ütopik bir durumdan bahsediyorsak, sanıyorum tarihle ilgili bir şeyler yaparım. Akademisyen olurum büyük ihtimalle. Okulu çok seviyorum ve bu işi yapmasaydım kesinlikle okulda kalırdım.Paranı doğru değerlendirdiğini düşünüyor musun? Yatırım yapar mısın yoksa harcamayı mı seversin?Ben çok planlı ve programlı yaşayan biriyim. Geleceğimi düşünerek paramı da değerlendiriyorum elbette.
Haberin Devamı
/

Burcun ne? Özelliklerini taşıyor musun?Burcum İkizler ama yükselenim Yengeç ve sanıyorum yükselenimin özelliklerini daha çok taşıyorum. Yengeç biraz daha duygusal ve içe dönük, İkizler ise gezmeyi daha çok sever ve dışa dönük bir burçtur. Ben daha eve bağlı yaşayan biriyim ve gayet duygusal olduğum zamanlar da olabiliyor. Birçok arkadaşım; ‘İkizler olduğuna inanamıyoruz’ diyor. İkizler’den gelen tek özelliğim; kararsızlığım. Asla karar veremiyorum… (Gülüyor) Bazen bir konuyla ilgili on gün de düşünsem karar veremediğim oluyor.Çok uçlarda bir karakter canlandırsan, bu nasıl bir rol olurdu?Ben öyle bir şey olduğuna inanmıyorum çünkü her karakterin uçları ve dipleri olduğunu düşünüyorum. Bir rolü hafife alıp zor, rahat ya da kolay diye nitelendirmemek gerek bence. Her karakterin keskin uçları var çünkü o, sen değilsin. Hiç tanımadığın, tamamen dışarıdan bakıp kendinden bir şeyler bulduğun ve nasıl biri olduğunu öğrenmeye çalıştığın biri… ‘Uç karakter’ denince akla hastalıklar, rahatsızlıklar ya da alışkanlıklar geliyor ama aslında her rolün kendine göre alışkanlıkları, tutkuları var. Bunların hepsi senin bugüne kadar kendinde tecrübe etmediğin durumlar, dolayısıyla ben her karakterin kendi içinde uçları olduğunu düşünüyorum.Ünlü olmanın birtakım kuralları olduğunu düşünüyor musun?Kurallar olarak değerlendirmesem de, tabii ki bu işin gerektirdiği birtakım şeyler var. Bunları zorluk olarak nitelendirmemek gerek. O açıdan bakarsak, yaptığımız işin en büyük zorluklarından biri çalışma saatleri diyebilirim. Geri kalan zamanını ya da proje olmadığı dönemleri iyi değerlendirirsen, bunu da dengede tutabilirsin. Onun dışında oyunculuğu normal bir meslek olarak ele alırsak, hayatını da buna göre adapte ediyorsun. Ben hiçbir zaman özel hayatımla işimi birbirine karıştırmadım.
/

Hafta sonları ya da set olmadığı zamanlarda neler yaparsın?Dizi çekimleri sırasında bazen aşırı yorgun oluyorsun ve boş zamanlarında da dinlenme ihtiyacı hissediyorsun. Öyle günlerde evden hiç çıkmıyorum. İstanbul’da birtakım dinlenme ve nefes alma rotalarım var ve birkaç gün tatilim varsa buralarda değerlendirmeye çalışıyorum.Ailenle ilişkilerin nasıldır? Bildiğim kadarıyla üç ablan var…Tüm ailem Almanya’da yaşıyor. Ben de işlerden fırsat bulduğum zamanlarda yanlarına gitmeye çalışıyorum. Onlar da çok sık geliyor. Yıl içinde çok sık görüşüyoruz yani. En son ziyaretlerine gittiğimde ailem oldukları için binlerce kez şükrettim. Onlara uzaktan baktım ve ‘İtalyan ailesi gibiyiz’ dedim. Yeğenlerim de var ve bir araya geldiğimiz zaman her yerden bir ses çıkıyor, böyle bir şey olamaz. Biri diğerine bir şey anlatıyor, başka biri diğer tarafta şarkı söylüyor… İnanılır gibi değil, ses hiç durmuyor. (Gülüyor) Gerçekten çok güzel bir şey.Çok arkadaşın var mıdır? Kız kıza neler yaparsınız?Çocukluk arkadaşlarım ve üniversite arkadaşlarımdan oluşan bir, iki grubum var. Zaman buldukça onlarla program yapıyor, yemek yiyoruz. Kız arkadaşlar, olmazsa olmaz…
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Bir de insanın kız kardeşleri olunca, en yakın arkadaşları da onlar oluyor, değil mi?Kesinlikle öyle… Benim üç ablam var ve her an telefonun diğer ucundalar. Gerçekten o anlamda kendimi çok şanslı hissediyorum.Seyahat etmekten hoşlanır mısın? Valizini hazırlamak uzun mu sürer yoksa bu konuda pratik misin?Bu konuda çok pratiğimdir. (Gülüyor) Anında valiz hazırlarım. Biri; ‘Akşam bir yere gidiyoruz’ desin, hemen her şeyi organize ederim. Seyahat etmeyi ve değişik yerler görmeyi çok seviyorum. Yaz aylarında bile deniz tatilini çok tercih etmem. Genellikle şehir ya da doğa seyahatlerinden hoşlanıyorum.Biraz da aşktan bahsedelim… Âşık bir Fahriye nasıl oluyor? Aşk seni değiştiriyor mu?Bunlar aslında çok zor sorular çünkü hiç kimse bu konuda kendini ölçüp değerlendiremez diye düşünüyorum. Tabii ki âşıkken hayat enerjinde farklılıklar oluyor, iç enerjin değişiyor. Bu da elbette her şeye yansıyordur. Âşık olmak seni besleyen, sana belki de hiç olmadık bir yerde ilham veren, bazı şeylere farklı bir gözle bakabildiğin çok güzel bir duygu. Bendeki etkisi de böyle oluyor.Bir ilişkinin olmazsa olmazları nelerdir sence?Benim için ilişkide, tek bir olmazsa olmaz var o da saygı. Saygı olduğu sürece yanlış giden hiçbir şey olmaz. Karşındaki insana, kendi benliğine ve onun benliğine saygı duyduğun sürece hiçbir şekilde yanlış yapmazsın.Hayatındaki insana her şeyi danışır mısın yoksa genellikle kendi kararlarını mı verirsin?Her zaman fikrini almayı tercih ederim. Hayatındaki insan, çok değer verdiğin biri olduğu için, fikirlerine de değer veriyorsun demektir. Ben de onunla ilgili olsun, olmasın her konuda mutlaka fikrini alırım.Kendinle barışık mısındır?Dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama kendiyle barışık bir insanım bence. Bir de gülebildiğin sürece, kendinle barışık olamayacağın hiçbir durum yok. Ben hayatla, kendimle, hayatımdaki inişler ve çıkışlarla son derece barışık yaşıyorum.
/

Spor yapıyor musun? Beslenmene dikkat eder misin?Evet, beslenmeme dikkat ederim. Aslında iştahlı bir insanım, yemek yemeyi severim fakat kendime ait bir beslenme düzenim var, onu uyguladığım sürece hiçbir sıkıntı olmuyor. Spor da çocukluğumdan beri hep hayatımda olmuştur. Lise dönemine kadar basketbol oynadım. Her türlü sporu yaptım sayılır aslında. Bunun dışında crossfit ve pilates yapıyorum. Bir buçuk, iki yıl önce de kickbox’a başladım. Çok işe yarayan bir spor, güzel bir keşif oldu. Çalıştığım dönemler çok fazla yapamıyorum ama boş olduğumda mutlaka spor yapıyorum. İnsan dinamo gibi çünkü beden çalıştıkça enerji üretiyorsun.En çok ne okursun? Favori kitap türün nedir?Çok iyi bir roman okuyucusu olduğumu söyleyemem. Genellikle bilgi içerikli kitaplar okumayı seviyorum. Okul döneminde de tarih dışında başka bir şey okumaya fırsatım olmuyordu. Tarihle ilgili dört yıl boyunca o kadar çok şey okudum ki, bende bir alışkanlık yarattı. Şu anda da genellikle tarihle ilgili kitaplar okuyorum.Bir filmi birden çok kez izler misin? En çok izlediğin filmler hangileri?Daha önce izlediğim filmleri yeniden seyretmeyi çok seviyorum. Başta da Yeşilçam filmlerini… Münir Özkul’u çok severim mesela, çok değerli bir sanatçı. Geçtiğimiz günlerde bir filmine denk geldim ve defalarca izlememe rağmen, aynı keyifle tekrar seyrettim. Yeni filmlerden de biraz zaman geçtikten sonra izleyeceklerim var, mesela Yıldızlararası. Ayrıca Büyük Budapeşte Oteli ve Birdman de harika ve tekrar izlenecek filmler.Gelelim güzelliğe… Cilt bakımını nasıl yapıyorsun?Bir kadının cildi ve saçı çok önemli diye düşünüyorum. Ben de cildim ve saçım konusunda çok özenliyimdir. İşimiz gereği çok fazla makyaj yapıyoruz ve ekstra özen göstermemiz gerekiyor. Hem cildimi hem saçımı içten ve dıştan besliyorum. Bol su içmeye dikkat ediyorum ve nemlendirici gibi cilt bakım ürünlerimi asla ihmal etmiyorum. (Gözde Eybilir – Fotoğraf: Emre Doğru - marieclaire.com)