Çocukluğundan bahseden Ezgi Mola, o yıllara ait komik bir anısını da paylaştı: “Çocukken tam bir fırlamaydım. Muzır bir çocuktum, yalan yok. Sene 88, ben 5 yaşındayım. Arkadaşım Özge’yle birlikte sokakta oynuyoruz. Bir tahta bulduk, ucunda da çivi var. Özge bana dedi ki; ‘Sen yıldız yapmayı biliyor musun?’ ‘Hayır’ dedim. O zaman herkesin arabası da yoktu. Bir tane arabanın kaportasına çiviyle yıldız yapmaya başladık. ‘Dur abi dur, öyle yapılmaz o, sen yapamadın’ deyip bütün kaportayı yapılabilen ve yapılamayan yıldızlarla döşedik. Bir daha hatırlatmak isterim; çok kişinin arabası yok, sene 88. İşte o arabanın sahibi olan kişi bizi buldu. Annem de o gün bütün gün ütü yapmış, böyle 6 makine falan, burnundan soluyor. Ben televizyonun karşısında uslu uslu oturuyorum. Bir anda kapı hınçla çaldı. O sırada Özge ve annesi rahmetli Makbule Teyze de bizde. Arabanın sahibi hırsla içeri girdi. ‘Sizin bu çocuklar var ya’ dedi, Makbule Teyze bir anda Özge’yi çekip aldı ve yukarı çıktılar. Fıydılar yani ayıptır söylemesi, biz öyle deriz. Arabanın sahibi ‘Arabamı mahvetmişler, kaportam sadece yıldız’ falan diye bağırdı. Böyle bir bela çocuktum.”